21 Kasım 2015 Cumartesi

CEEP CALM AND JUST SMILE





Akşam evde oturuyordum.'Kiralık Aşk' dizisini izliyordum elimde motiflerim ördüğüm battaniyeye takıyordum.Örgü aşkına tutuldum bu aralar.Oğluşumu da bekliyordum.Saat 16.00 dan sonra Dayısını yanında İnternet Cafe'de çalışıyor,cep harçlığı için.
Özlüyorum onu ve yemek yediğini görmek için bekliyorum gelişini.Azıcık koltukta şekerleme yapıyorum o gelene kadar bana yetiyor (saat 24.00 gibi geliyor).Bazen arayıp soruyor gelmeden ne yemek var veya şundan yerim diye.Yemek düzenine çok özen gösteriyoruz zira geçen sene oldukça ciddi bir sağlık soruyla uğraştık.Çok şükür şimdi çok çok iyi.Kontrolleri var yakın zamanda tekrar İstanbul'a gitmesi gerekecek.Yaşadığım şehirde malesef tedavi edemediler ve hastalık ilerledi.Dikkat ve kontrol gerektiren bir hastalık 'Crohn Hastalığı'.Başka bir zaman bahsederim daha önce hastalığı hakkında yazmıştım.Merak ederseniz buradan okuyabilirsiniz.Daha ayrıntılı yazacağım çünkü yeni ve az bilinen bir hastalık :(((
Oğluşum bir şeyler yerken kanalları karıştırdı 'Kim Milyoner Olmak İster?' adlı yarışmada durdu.Biz bayılırız sorulara cevap vermeye.Döndü bana dedi ki; neden katılmıyorsun yarışmaya.Şöyle bir baktım ona bir kaşımı kaldırıp, ben mi? diye sordum (bana sormuştu tabii).En kötü ihtimal bin TL alırsın dedi.Döndüm dedim ki;beni o kadar Akıllı buluyor musun gerçekten?sen katıl öyleyse dedim.Bana tip tip bakıp 'her şeyi biliyorsun her şey hakkında bilgin var neden kendini küçümsüyorsun ki?' dedi.

Ben bir ŞOK oldum yalan değil.Sonra bir GURUR da duydum kendimle oğlumun gözünde sıradan biri değildim.Çok Akıllı sayılmam bence, ama meraklıyım.Çok kitap okumanın faydasını görüyorum tabii.Boş biri değilim bu kesin.İlgimi çeken alanlarda bilgiliyim sadece.
En önemlisi Oğlumun beni böyle görmesi,DÜNYALARA değişmem bu duyguyu ve öngörüyü.Canım OĞLUM annesinin kuzusu birtaneciğim,seni çok seviyorum.İyi ki benimsin,iyi ki varsın bebeğim.Çok mutlu ettin anneciğini.Korkarım başvuruyu da yapmışsındır ama ben korkarım oraya çıkmaya adımı bile unuturum gibi geliyor :)))))))) Senide kırmıyayım olursa giderim,zaten sen beni bırakmazsın kafamı ütülersin 'hadi, hadi, hadi diye'değil mi?

Sevgili günlükcüğüm işte böyle,oğluşum beni bir silkeledi.Çünkü bu yönlerime çok değer vermiyordum.Salak hiç olmadım ama Akıllı da sayılmam.Azcık çatlaklık var yani :))))
Sabah daha mutlu biri olarak kalktım yatağımdan.Çok şükür sağlıklıyım ,çok şükür nefes alıyorum,çok şükür hayatımı kendim yönlendiriyorum ve çoook çok şükür ASLAN gibi bir oğlum dünyalar tatlısı bir kızım var.Daha ne isterim ki...



Musmutlu günleriniz olsun ben Hexe'niz bildirdi.Sağlıkla,mutlulukla,huzurla kalın.Çok sevgiler....








19 Kasım 2015 Perşembe

TERÖR









Bu konuda yazmak hiç istemiyordum çünkü herkesin başı ağrıyor.Susamıyorum,kabullenemiyorum,sinirleniyorum.

Akşam eve gidince adetimdir televizyonu açmak amacım evde bir ses çıksın ve de haberleri dinliyeyim. Bünyem artık kaldırmıyor olumsuz haberleri.Kendi kendime söylenmeye başlıyorum (aramızda kalsın bazen de bir kaç tane küfür sallıyorum).

Tarafsız yayın yapan kaç kanal kaldı artık o bile bir muamma.Zaten taraf olanları direk sildim olurda arada kanal karıştırırken denk gelirim diye.Sürekli televizyon izleyen biri olmadığım için böylesi daha mantıklı,bence.

Bildim bileli TERÖR illeti hayatımızda.Yıllardır PKK illetiyle uğraşıyoruz ve binlerce MEHMEDİMİZİ kaybettik/kaybediyoruz. Benim gördüğüm; Askerimizi hunharca öldürmeleri ve bunun üzerine bizimkilerin BOŞ dağları bombalamaları.

Avrupalı başına gelmeden TERÖR'ün ne demek olduğunu bilmiyordu tabii.Besledikleri YILAN'ın bir gün gelip kendilerini sokacağı akıllarının ucundan geçmedi ki bizim sınırımızda yakalanıp geri gönderilen TERÖRİST onların tam kalbinde patladı.Üstelik Türkiye diğer Ülkeleri uyardı bu konuda.Bazı konularda geri kalmış olabiliriz ama son zamanlarda yaşananlardan sonra sınır kapılarında tecrübe kazandık her gelene eyvallah demiyoruz.Şaşsam da İstihbarat servislerimiz çok iyi çalıyormuş diyorum.

Fransa'da ki olaya çok şaşırdığımı itiraf ediyorum ve üzüldüm tabii.Sonuçta o kadar İnsan hayatı yok oldu.Ama; ''PRAY FOR PARİS'' durumlarına girmedim,profilime Fransız bayrağı koymadım,Ahhhh Vahhh durumları Eyfel fotoğrafları paylaşmadım.Sadece TERÖR'ü kınadım.

Çok fazla uzatmama gerek yok,Ülkece aylardır yaşadığımız Vahşet ortada Avrupalı Amerikalı Asyalı kimse ''PRAY FOR TURKEY'' demedi.Protesto için bir araya gelmedi,destek olmadı.

Eeeee... Eşşeğin oğlu giller ZEHRİNİZ tadına bir bakınız!!!

Nasıl?

Yandı mı CANINIZ?

Korktunuz değil mi?

Almanya'da bomba paniği yaşadılar.Orada yaşayan Türk Vatandaşlarımız bile ancak idrak edebildi TERÖRİZM ne olduğunu (çok değil birazcık).Öyle etliye sütlüye dokunmadan yaşayıp gidiyorlardı.Dışarıdan bol keseden Ahkam kesiyorlardı ya bizim ALAMANCILAR ancak biraz DANK etti kafalarına.Çok korktuk ,hala korkuyoruz diyorlar.Biz bu psikolojiyle yaşıyoruz yıllardır.
Biz İnsan değil miyiz?


Kınamadan da edemiyeceğim Türkiye-Yunanistan Dostluk maçındaki ıslıklar ve yuhalamalar beni çok utandırdı.Ulusal Marşa hakaret olmaz ve Türk İnsanına asla YAKIŞMAZ.Bir dakika saygınız olsun 1 DAKİKACIK hiç zor değil.

HER KİMSENİZ BİZİ ÇOK UTANDIRDINIZ!!!

Tahammülsüz olduk hepimiz.Çabuk parlayan,sinirli,kavgacı,yakıp yıkan.Bunun suçlusu olarak Yöneticilerimizi görüyorum.Çünkü;
 Gezi Olaylarıyla başlayan ŞİDDET malesef artarak ve hepimize bulaşarak bizi böyle bir toplum haline getirdi.
Tatlı dili,uzlaştırmayı iletişim kurmayı ve birbirimizi anlamayı UNUTTUK.

Baştakiler bize her gün ama her gün Televizyonlardan Meydanlardan YÜKSEK YÜKSEK tonlarda ve KOCAMAN harflerle ÖTEKİLEŞTİRME yaparken bizlerin tahammülü,saygısı ve sınırı bitti.Sonuç ruh hastası bir toplum olduk.Kadın Cinayetlerini de buna bağlıyorum ben.Erkek kişi zaten ruh hastası bakıyor ki herkes bir baskı bir şiddeti uygulama peşinde ve bu prim yapıyor,öyle ya KOCAMAN Devlet Adamları birbirlerine etmediği hakaret tehdit kalmıyor, karşısında ona azcık sesini yükselteni gözünü kırpmadan öldürüveriyor.ACIMADAN!!!


Çok konuştum ben.Hissettiğim budur.Düşüncelerim bunlardır.

Hoşcakalın,okuduğunuz için teşekkür ederim.Sevgiler....



                                                                                                                                                      Hexe'niz


10 Kasım 2015 Salı

ARIYORUZ... KASIM'DA AŞK BAŞKADIR...



Minnettarım sana,bilsem ki tekrar canlanacaksın gözümü kırpmadan canımı veririm.

Sayende Özgürüm,

Sayende Okur-Yazarım,

Sayende Seçip-Seçilebiliyorum,

ANIYORUM-ARIYORUM










8 Kasım 2015 Pazar

ŞU ARAPLAR VE MÜSLÜMANLIK (YILMAZ ÖZDİL)



Kime ne kimin ne yaptığı DOĞRU  ama; SEN Müslüman bir Ülkeyim kanunlarımı ona göre koyuyorum diyorsun paranız SEN'i o biçim şaşırtıyor.Eh Zenginin parası züğürdün çenesini de yorarmış bize konuşacak ÇOOOOOOK malzeme çıkıyor. Buyrunuz ,iyi Pazarlar dilerim,Sevgilerimle....




Resimde gördüğünüz hatunu porno yıldızı mı sandınız? Hayır değil, Suudi prensesi...
Düşünmeden edemiyorum acaba "İslamiyet sadece yoksul halkları yönetmek içindayatılan siyasal bir dine mi dönüştürüldü?"
Mesela IŞİD bu hatunu da Sünnet edebilecek mi? Yoksa o cani gözleri sadece yoksul halkları mı görüyor?
Peki sadece bu prenses mi çıkmış İslamiyetten? Okuyalım bakalım Yılmaz Özdil'i...


Ahhh araplar ahhh, milleti burkaya sokarlar kendileri hayatlarını yaşarlar
bisiklete binmenin, araba kullananın kadınlara yasak olduğu, saçının bir telinin görünmesini canıyla ödeyen -ARAP DÜNYASINDA LİDER EŞLERİ, KIZLARI ve GELİNLERİ neden AÇIK !
Türkiye türbanı tartışıyor. Peki Arap dünyasında Lider eşlerinin ve kızlarının, gelinlerinin hepsinin başı neden açık ?
Anlaşılan o ki...
Bunlarda imam hatip liseleri yok.
Nasıl giyineceklerini bilmiyorlar!
"Araplaşıyor muyuz?" Deniliyor ya...
Hayır.
Araplara haksızlık etmeyelim.
*
Mesela, Ürdün Kraliçesi Raina... Kuveyt doğumlu, Filistinli. Başı açık mı? Açık.
Suriye first lady’si Esma, sarışın... Ne malum? E görüyoruz.
Mısır first lady’si Suzan Mübarek? Açık.
Fas Kraliçesi Laila Salma? Açık...
Kızıl saçları var... Geçenlerde kızı oldu, hastanede çekilmiş fotoğrafından biliyorum.
Cezayir first lady’si Amal Triki? Açık.
Libya Lideri Kaddafi’nin top modelleri kıskandıran doktor kızı Ayşe, saçlarını sarıya boyattı... Eskiden siyahtı.
Tunus first lady’si Leyla bin Ali? Açık.
Hatta, Tunus Cumhurbaşkanı’nın oğlu Muhammed Ali Mabrouk, gizlice İstanbul’a geldi, Reina’ya bir sarışınla girerken yakalandı, tam "çapkınlığa geldi" demeye hazırlanıyorduk ki, meğer eşiymiş.
Ya, Katar?
Cumhurbaşkanımız oradaydı iki üç gün önce... Katar Emiri’nin eşi Sheikha Mozah binti Nasır el Missned, "Hello" dergisinden fırlamış gibiydi... Sophia Loren’in gençliğine çok benziyor. Sanırım o nedenle Sophia Loren tarzı, saçlarını açıkta bırakan tülbent benzeri bir şey takıyor. Saçları kahverengi, uzun, beline kadar iniyor.
Saddam’ın ilk eşi Sacide, açık. İkinci eşi Samira, açık. Kızları Rana, Raghad, Hala, açık. Gelinleri de.
Rahmetli Arafat’ın eşi? Süha Arafat, açık.
Pekiii...
Birleşik Arap Emirlikleri Başbakanı ve Dubai Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Raşid el Maktum’un eşi?
Hani şu garajı alan Şeyh’in eşi?
Prenses Haya.
Ürdün eski Kralı Hüseyin’in üçüncü eşinden, en büyük kızı... Bu nedenle, hem Dubai Prensesi, hem de Ürdün Prensesi... Sporcu, binici... Üstelik, öyle böyle sporcu değil. 2000 yılında Avustralya Sydney’de yapılan olimpiyatlara Birleşik Arap Emirlikleri adına katılan milli sporcu...
Kadın haklarının ateşli savunucusu.
Arap kızlarının umudu.
Prenses Haya...
Açık.
*
Anlaşılan o ki...
Bunlarda imam hatip liseleri yok.
Nasıl giyineceklerini bilmiyorlar!
Yılmaz ÖZDİL