8 Mart 2018 Perşembe

8 MART




Merhabalar,

Yine bir 8 Mart,yine güzel haberler paylaşmak yerine yaşadığımız sorunları dile getirme vakti :(

Daha bu sabah işe gelirken serviste yaşadığım olayı anlatmakla başlıyayım,taze taze.

İş arkadaşım Bülent bey Kadınlar günümüzü kutladı.Serviste zaten 3 kadındık bu sabah. Bülent bey en önde sol tarafta şoför arkasında yanında Semra hanım onun arka koltuğunda ben,sağ önde de Canan hanım oturuyorduk.Tebriğini kabul ettik.Ben ek olarak ''Kadına Kadın diyoruz Çocuğa Çocuk.Nokta, bende böyle kutlamış olayım.'' dedim.Bir sonraki durakta durduğumuzda şoförümüz Ferdi ''Bülent abi mikrofonu vereyim de öyle konuş'' dedi.Yani konuşmalardan Bülent bey'in kutlamasından rahatsız oldu.Dayanamadım ''zaten 3 kişiyiz duyacağımızı duyduk mikrofona gerek yok,lafın tamamını da zaten kime diyorlar ben söylemeyeyim,anlayan anlamıştır.''dedim.Serviste sessizlik!

Bülent bey Almanya'da doğup büyümüş,yıllarca çalışmış sonrasında Ülkesine dönmüş bir arkadaşımız.Tabii ister istemez o toplumda yıllarca yaşayınca etkileniyorsun.Eee azıcık içinde İnsanlık,Saygı,İyilik,Nezaket varsa  Duyarlı,Hoşgörülü,Kibar oluyorsun.

Türkiye'de Kadın olmak zordur!

Okutulmayandır ama eşine Kadın doktor arayan babanın kızıdır veya eşidir ,çocuk yaşta evlendirilendir,para karşılığı satılandır,tecavüze uğrayıp suçlu olandır,töre cinayetine kurban gidendir,kılık kıyafetinden dolayı taciz edilendir,akıllı olduğu kabul edilmeyip psikolojik baskıya uğrayandır,boşanmak istediği için öldürülendir...


8 Mart yaklaşırken TV ekranından bunu da gördük,hani hiç şaşırmadım Hülya Avşar'a kendini iyi pazarlıyor.Yarandığı yer belli.






''Erkek çalışsın, kadın evde çocuklarını büyütsün, yemeğini yapsın, kocasını karşılasın'' diyen Hülya Avşar'a Mehmet Aslantuğ güzel bir cevap verdi. '' Kadın evinde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı.'' 








Kadın berekettir,Kadın sevgidir,Kadın güçtür.Saygı duyun,sevin,koruyun.

Hexe'niz bildirdi.Kocaman sevgiler...


















1 Mart 2018 Perşembe

HİÇ Mİ ELİMİZDEN BİR ŞEY GELMEYECEK?






Sevgili arkadaşlar öncelikle merhaba,

Yok-muş gibi yapıyorum,kimseyle tartışmak istemediğim için susuyorum,tahammül etmeye çalışıyorum ama yok yok yok ,olmuyor,olmuyor olmuyor.Şiştikçe çatladı yüreğim!!!

Nasıl İNSANLAR haline geldik,inanamıyorum.

En başta bu ''ÇOCUK İSTİSMARI''konusu ve getirilmeye çalışılan 12 yaş sınırı!!!Neyi anlamak güç???

18 yaşına gelen birey oy kullanma hakkı elde edebiliyor,bu ne demek? 18 yaşını doldurmamış birey''ÇOCUK'' demek,kendi kararını veremez demek,karar verme durumunda değil demek!!!O yüzden 18 yaş atlı bireylerin her biri ÇOCUKTUR ÇOCUK!!!
Bunun aksini savunanlar AHLAKSIZ PİS ADİ KOKUŞMUŞ SAPIKLARDIR!!!

Ben en ağır ceza almaları taraftarıyım İDAM gibi.Bir kaç tanesini idam etsinler bu sapıklık azalır bence,biter mi bilemiyorum,toplumumuz ruh hastası dolu.Kimyasal hadım olayına karşıyım,sapık duygularına gem vurulacak fakat aramızda yaşayacak.Kabul etmiyorum!!!İdam edemiyorsanız en ağır cezayı almalı ve hiç bir af'tan yararlanamamalı!!!

Aynı şekilde Kadınlara yönelik cinsel taciz ve cinayetlerinde de aynı yöntem uygulanmalı o zaman belki bu ruh hastası yaratıklara caydırıcı olabilir.Psikolojik baskı ve Tehdit de bir istismardır.Kimse kimsenin haklarını kısıtlayamaz,engelleyemez!!!Kadın-Erkek eşitsizliğine hiç girmek istemiyorum orası da malesef çok vahim bizim ülkemizde.

Bugün bir yazı okudum.Sevgili blog komşum Arzu Kök burada yazmış.Ellerine sağlık.Az ve öz çok güzel güncel yazılar yazıyor.Bloguna bakmanızı tavsiye ederim.Şeker fabrikalarının satılmasıyla (özelleştirme) ilgili yazmış.Ekleyecek başka bir şeyim yok konuyu enine boyuna yazmış.Ülkemizin özelleştirme adı altında parsel parsel satılması ve bunun ''KHK'' ile yapılması da ayrı üzerinde düşünmemiz gereken bir konu.

Susuyoruz,susturulduk,-miş gibi yapıyoruz ama nereye kadar?Dur demenin vakti çoktan geldi geçiyor.Kendime de kızıyorum tabii ki,bir kıvılcım arıyorum belki kendim yakmalıyım ama o kadar ayrıştırıldık o kadar ötekileştirildik o kadar vurulduk ki cesaret edemiyorum.Galiba hepimiz aynı durumdayız.

Kanal projesi var ve ülkemizde kurulmaya çalışılan Nükleer santraller konusu.Ne ÇED raporu dinliyorlar ne Çevre Koruma Kurulu kararlarını.Yasama-Yürütme-Yargı ellerinde.Bunlara yüzü biz verdik bunları başımıza biz getirdik.İşimiz karşıya geçene ayıya dayı dedik ayılar dayılarımız oldu.

Dış politikamız da içler acısı ''Aldatıldık,Altadıldık,Aldatıldık'',''Bir şans daha verdik'' ŞAKA gibi ama kimse gülmüyor.

Yerli-milli kavramı var son günlerin modası,yerli malı haftasını hatırlatıyor bana hep.
Hani AHLAKİ,hani İNSANİ???Hani BİZ???

ATATÜRK bize bu memleketi bu hale getirelim diye mi KURTARDI?







                                                                           Hexe'niz bildirdi.


     Bir Kızılderili Atasözü der ki;