27 Eylül 2013 Cuma

EDEBİYAT HOCAM

Ben galiba blog yazmaktan vazgeçmeliyim.İlk başta günlük gibi yazarım diye düşündüm.Yazamadım.Diğer bloglara bakıyorum benimki olmuyor diyorum.Aslında çok şey var yazmak istediğim kafamda düşünceler bağırıyor ama klavyeye geçmiyor böyle oturup bakıyorum.

 Sabah sabah dün işe gelirken daha bir gözümü açamamışken tamda karşıdan karşıya geçmiştim biri seslendi.İnanın çok hızlı bir hafıza taraması yaptı beynim.Ama gördüğüm yüzü oturtamadı bir yere ben şapşal şapşal bakakaldım.Bunlar saniyeler içinde oluyor ve karşımdaki kişi (lisedeki edebiyat hocam)'bak hele hala uyanamamış tanıyamadı hocasını' deyince utandım gerçekten.Ben hocamı daha yaşlı hatırlıyordum gençleşmiş sanki.Dolmuşa bindim ya nasıl diye düşündüm.Zaman bana mı tersten akıyor? yok ya düzden olacaktı yani ben yaşlanıyorum insanlar gençleşiyor mu? Hala düşünmekteyim (-.0)


 Kompozisyon yazmayı zevkli hale o getirmişti.Çünkü yazılıda esas puanı kompozisyondan veriyordu ve özgün yazmamızı beğeniyordu.Buraya yazdıklarımı okusa çok eleştireceğinden eminim lisedeki kız değilim ve düşüncelerimi tam aktaramıyorum.Kitap okuduğum halde niye alakasız cümleler kurduğumu bende bilmiyorum.Aslında... neyse....


 Hocamı görünce eskilere daldım sanki dünmüş gibi hey gidi günler işte diyiveriyorum.Çok zaman geçti aradan.Beden eskiyor ama ruh eskimiyor valla doğru.Eskiden ben yaşdakilere yaşlı gözüyle bakardım oysa ki ben yaşlı hiç ama hiç hissetmiyorum(bazen evet de o duygu daha çok yaşanmışlıkla alakalı bende).Ruhumuz belli bir olmuşluğa(olgunluğa)erişince orada kalıyor eskimiyor.Bazen kendimi 20-25 yaşlarında hissediyorum bazen daha da küçük bazen 200 bile oluyorum (^.^)Bu bir itiraftır çizgi film hala izlerim animasyon sinema filmleri ooooyyyyy oy candır.Çocuklarım küçükken onlarla çizgi film izlemek için otururdum onların yerine ben izlerdim.

 Hocamla ilgili yazacaktım nereye vardım.Ali Adanur ismini tabi ki unutmadım.Sezer'i sordu bana görmek isterim selam söyle dedi.Sezer'e mesaj yazıldı akşam beni aradı ve çok mutlu oldu.Daha önceki bir yazımda Sezer arkadaşımdan bahsetmiştim.Sezer harika kompozisyonlar yazardı (okuyorsan canım arkadaşım sen yazar olmalısın defalarca söyledim-söylüyorum).Dolayısıyle iyi notlar Sezer'in olurdu.Özlüyorum o günleri tasasız olmayı tek derdimizin notlarımız olması valla harikuladeymiş.



 Neyse HEXE çok uzattı artık noktalıyorum.Beğenmedim ama olsun daha iyisini denemeye devam. Sevgiler

                                                                                                                                 



                                                                                                                                       NUR :)

19 Eylül 2013 Perşembe

KİTAPLAR




Kafamdan geçenleri yazıya dökmek bayağı zormuş.Bazen doğru kelimeyi yerinde kullanmak zeka işi oluyor bence.Düşünürken kolay geliyor yazarken akıcılık aynı olmuyor.Blogları okurken bende yapabilirim dediğim zamandan beri 3 yıl oldu ve yazdıklarıma bakıyorum çok alakası yok düşüncelerimle.Bu aralar iş ve evdeki sorunlardan dolayı kafamın çok yerinde olduğunu söyleyemem.Yeni bir kitaba bile başlıyamıyorum.Okuduğum sayfayı tekrar tekrar okusamda olmuyor.Yeni kitapları takip etmeye çalışıyorum.VİKİTAP adlı sosyal kütüphaneye üyeyim.Okuduklarımı paylaşıyorum yenileri izlemeye çalışıyorum.Bunu da ihmal etmişim şimdi baktım bayağı bildirimler birikmiş.http://www.vikitap.com/profil/Hexe-62365 bu da linkim belki bakmak istersiniz.Kendime hedef koymuştum bu yıl için 20 kitap herhalde 3 tane okudum :/ kendimden utanmalıyım.En son Fısıltı serisinin son kitabı Final'i okudum diye hatırlıyorum.Ara vermek hiç iyi olmadı.Takip ettiğim üyeler baya iyiler ne yalan söylim kıskanıyorum bazen okudukları kitap sayısını görünce.Almak istediğim bir yığın kitap var.Kitaplar da çok ucuz değil.Kitapçıya girdiğimde kendimi kaybediyorum.Valla zaman kavramını yitiriyorum resmen kayboluyorum boyut değişiyor benim için.1 kitapla çıktığım hiç olmamıştır en az 3 kitapla çıkarım maksimumu söylemiyeyim :))


Bunlar sırada ki almak istediklerime eklendi










Almadan önce kitapyurdu'ndan ön okumalarını yapacağım ve yorumlara bakacağım tabii.Bazen işe yarıyor iyi bir seçim olmuş diyorum.Ama bazende kitabı geri götürüyorum.En son Boş Koltuk ve Günaha Davet'i geri verdim.Bu arada Kitaplarım çok çok değerlidir kimselere okumaları için ödünç bile vermem.Çünkü geri gelmiyorlar.Bu yüzden gidin alın diyorum.Valla diyorum  :))) 




Hexe der ki bol kitap okumalı günleriniz olsun.Sevgiler...






13 Eylül 2013 Cuma

YAPMIŞLAR BURASI TÜRKİYE TABİİ



 Bende bundan bahsetmiştim diye paylaşıyorum.Olur mu hiç demeyin olur olur buda olur hiç şaşırmam valla hele bugün yaşadıklarımdan sonra HİÇÇÇ.....

SONBAHAR GÜNEŞİ

Beni tanıyanlar bilir kıştan soğuktan yağmur çamurdan nefret ederim.Kızımda bana benzemiş aynı durumdayız.Hava karardı mı direkt kasvet sarar bizi.Sonbahar oturduğum kente tam 1 Eylül'de ben geldim Huuuuuuu diyerekten geldi.Sıcaklık birden 10 derece düştü.Nasıl kıskanıyorum Ege'yi Akdeniz'i anlatamam.( bu arada ben Trabzon'da oturuyorum).Hep sıcak olsun ya terlemek üşümekten çok çok iyidir.On gündür güneşe hasret kalmıştım bugün güzel yüzünü gösterdi.Oh be dünya varmış canlandım.Ama bir yaz güneşi değil işte.İlkbahara kadar bu ruh halinde olacağım.Sevmiyorum işte napim.


Bu aralar bir sürü sıkıntı ile uğraşıyorum.Güneşi görmek harika oldu biraz olayları oluruna bırakmaya karar verdim.Bazı şeyler olmayınca olmuyor boşuna sinir harbi yaşatıyorum kendime.Ah masmavi gökyüzü ohhh miss.Ya aslında fotoğraflamam gerek dimi? Malesef ki akıllı telefonum yok(çocuklardan bana sıra gelmiyor).Salak telefonumda bilmem kaç megapixel rezil olmayalım yani.Son cümleleri kalabalık etsin diye yazdım geveze ben.Androidi olmayanı dövüyorlardı dimi? henüz bana sıra gelmedi.Ölemem ya.Olur o da olur acelesi yok.


Başlık neydi Sonbahar Güneşi sen bir İlkbahar veya Yaz Güneşi değilsin ama yinede şu garip HEXE'yi mutlu edensin.Olimpiyatlar bize verilmedi üzülmedim sevinmedim.Türkiye tanıtımı açısından belki kötü oldu bilmiyorum ama yinede bizim harcımız değil bence. İstanbul yeterince kalabalık ve alt yapısında sorunları olan eski bir şehir.Her ne kadar düzeltmeye çalışıyorlarsa da burası Türkiye dedirten çokca olay yaşıyoruz duyuyoruz.İstanbul'a yeni bir kaos lazım değildi bence başka bir şehirimiz olsa daha iyiydi bence.Bence böyle işte...

Yayınlamadığım yazıyı şimdi tekrar okudum.Yok ya düzeltecektim gerek yok.O an ki ruh haliyle öyle yazmışım.Kalsın böyle.


                                                                                                                          NUR

4 Eylül 2013 Çarşamba

ARKADAŞLAR

Arkadaşlar hımm bunun hakkında yazabilirim uzun uzun.Yazıma başlık verme sebebim dün geceydi.Bir hafta önce beni çok eski bir arkadaşım ziyaret etti.Dile kolay tam 20 yıldır sadece dışarıda yolda izde karşılaşıp selamlaşıyorduk.Biz altı yıl beraber okuduk.Evlerimiz yakındı.Okul dışında da biraraya geliyorduk.Lise'de havayi zamanlarımızın birinde aramızda bir  tatsızlık olmuştu.Tam olarak ne olduğunu hatırlıyamıyorum.Çocuktuk işte.Hep içimde bir uhdeydi böyle olmaması gerekiyordu yolda izde selamlaşmak.Canım arkadaşımın başından kötü bir olay geçti ve ben geç duydum zamanında yetişemedim zor gününde destek olamadım.Evlerine gittiğimde yoktu eşiyle gitmişti.Çocukları ablası annesi babası vardı.Derken yaz başında karşılaştık ve onu evime davet ettim mutlaka görüşelim istedim.Sezer benim çocukluk arkadaşım, kaybettiğim çocukluğumun arkadaşı.(kaybettiğim çocukluğum diye bir yazı da yazmam gerekecek kendime not unutma).Sezer evladını kaybetti Allah ona sabır versin.Nasıl birşey bilemeyiz kaybetmeden.Bu konuda söyliyecek söz yok benim için yok.Oğlunun ismi Derin Kuzey.Kuzeycik şimdi cennette meleklerle.

Sezer oğluna bir kitap yazdı.Edebiyatı çok iyiydi şiirde yazardı okuldayken.Ben henüz okuyamadım diğer arkadaşlarım okumuş çok etkileyiciymiş.Kitap elime geçince hakkında bir yazı yazacağım.


Arkadaşlar değerlidir.Arkadaşlar yoldaştır.Arkadaşlar hayatımıza bize yeni yeni değerler olgular bilgiler katarlar.Ben şimdiye kadar sahib olduğum arkadaşlarımdan çok şey öğrendim.(bir kişi hariç o noktalandı).Dün akşam Facebook sayfasında diğer ortak arkadaşım Sezer'le bir yazı paylaşmıştı.Ben birşey yazdım diğeri birşey yazdı Sezer yazdı derken bir coştuk.Çok hoşuma gitti.Hepimiz anne olmuş hayat bizi farklı yönlere atmış insanlarız.Kendimize ait sıkıntılarımız dertlerimiz sevinçlerimiz var.Ortak olarak dün akşamki gibi enteresan bir laf yarışına girmemiz çok iyiydi.Bir an çocuk olduk hepimiz.An'ı yakaladık hepimiz.


Sabahtan beri bu yazıyı bitirmeye çalıştım.Oldu bence.Ben Bir HEXE olarak okul sıra arkadaşları çok özeldir diyorum.Sevgiyle kalın.







3 Eylül 2013 Salı

EYLÜL GELMİŞ :(

Eylül demek Sonbahar demek.Sonbahar demek Kış geliyor demek.Kış demekte soğuk ıslak kapalı kasvetli duman grisi havalar demek ve ben bu gri tonlarını hiç sevmiyorum.Kasvetli oluyorum yataktan hiç çıkmamak istiyorum.Kış çocuğuyum ama Güneş benim enerji kaynağım.Güneş içimi ısıtır canlandırır hayata pozitif bakmamı sağlar.Günler kısalmaya başladığında içim kararmaya başlar uzamaya başladığında kıpırdanmaya başlarım.Şimdi ağaçları kollamaya başladım yapraklar ne zaman düşecek diye.
Nasılda geçirdim koskoca Baharı ve Yazı.Ramazan da araya girdi gitti.Zaman uçup gidiyor hiç farkına varmadan.Bu aralar kafam çok karışık.Kızımı göndereceğim yakında İstanbul'a(Üniversitede okuyor).Ondan ayrılmak da başka bir zor.Çocuklarıma çok bağlıyım ayrılıklar beni çok çok üzüyor.Geleceği söz konusu onu serbest bıraktım yolunu çizmesi için.Gurur duyuyorum ikisiylede.



Sevgili Blogum çok şey var yazmak istediğim ama saçmalarım diye korkuyorum yeniyim burada idare et.Ben Kış mevsiminden nefret eden garip bir HEXE'yim.Yeni yeni yazmak içimi boşaltmak isterim.Bu yazıda böyle olsun kafam gibi karışık.



Not:Beyoğlu'ndaki merdivenler bizzat Belediyesi tarafından tekrar boyandı ki bizzat kendileri tarafından griye boyanmıştı.Sevindim ve okuyorum ki Gökkuşağı renkleriyle boyalamalar başlamış hoşşşş çok hoş :)





                                                                                                     NUR :P