27 Aralık 2018 Perşembe

2018 BİTMEDEN




Uzun zamandan beri yazmıyorum.
İçimden gelmedi.
Bir sürü şeyler yaşandı bitti.

2018 yılı evimin yalnızlaştığı günlerle geçti.
Kızım zaten İstanbul'daydı.Oğlumu da Balıkesir'e gönderdim,Okul için.Yaşadığım şehrin (Trabzon) kısır döngüsünden o da çıksın istedim.Kızımı kanatlarımın altından çıkarmışken oğlumun da uçması gerektiği,tek başına ayakta kalması için gerekliydi.Bu şehirde daha fazlasını alamazdı.Memleketim tabii ki ama her şey bir yere kadar.Kendilerini geliştirmek adına böyle olması gerekiyordu.
Hep aynı pencereden hayata bakılmaz.

Çok şükür ki; iyi evlatlar yetiştirdim.Hiçbir zaman isyankar olmadılar.Çalıştığım ve babasız oldukları halde başka yönlere sapmadılar.Saygılı,duyarlı,kendilerinin bilen,değerlerine sahip çıkan oldular.İkisiyle de gurur duyuyorum.

Geçen yaz boyu ikisi de cep harçlıkları ve kendilerini geliştirmek adına çalıştılar.Kızım zaten İstanbul'da çalışıyordu Antalya'da iş buldu,oğlum Kuşadası'nda çalıştı.Hem dillerini geliştirme hem çalışma hayatını görmek açısından bir sürü deneyim kazandılar.Kızım,Antalya'nın yerlisi olan okul arkadaşlarının yanında kaldı.Bir nevi hem tatil yaptı hem çalıştı.Bu yaz için yeni planlar yapıyor.Oğlum,bir kaç arkadaşıyla birlikte pansiyonda kalıp aynı şekilde hem tatil yaptı hem çalıştı.Bu yaz için de planları varmış.Bakalım göreceğim :))))

Yaz sonu okullar açılmadan evlerine geldiler.Evimi şenlendirdiler ve sonrasında ayrılmak  zor oldu benim için.İkisinin de arkasından bol gözyaşı döktüm hala da kalp ağrısı çekiyorum :((

Oğlum  Okullar açılmadan dizinden ameliyat oldu (menisküs).Epidural anestezi yaptılar
Zaten panik ve stresli bir insanım basit bir ameliyatta verdiğim tepkiler hiç normal olmadı.Tansiyonum fırladı ve panik atak nöbeti geçirdim.Yaş ilerledikçe içimde tuttuklarım artık dışarıya çıkmak istiyor sanırım, sağlık problemleri yaşamaya başladım.Bir ara ciddi ciddi tansiyon hastası olduğumu düşünmeye başladım oysaki panik atak geçiriyormuşum.Tansiyon aletiyle yattım kalktım ve kendimi dinlemeye başladım.Çok şükür şimdi gayet iyiyim.
Epidural anestezi de ne menem bişeymiş 8-9 saat geçmesine rağmen ayaklarını hissetmedi,korkmadım değil yani...Küçük prensim hastanelerle en çok haşır neşir olanım.Ben Doktor'a gitme özürlüyüm.Hep ertelerim,fobi gibi bişey işte...

Oturduğum mahalleye doğalgaz geliyor altyapısını yapıyorlar.Bina sahipleri de hazırlığa giriştiler dış cephe mantolama boya ve daha bir sürü inşaat işlerine kalkıştılar.Neredeyse üç aydır Ekim'den beri inşaat halindeyiz.Balkonlardan ve pencerelerden inşaat pisliği,boya,harç temizlemek de çok zor ve ince işmiş.Evlerin içerisine uçan tozu saymıyorum bile.Neyse onları da hallettim.Önümüzdeki sene sonbaharda doğalgaza geçiyoruz,hayırlısı olsun.

Bu yıl öyle şeyler gördü ki bu gözler öyle şeyler duydu ki bu kulaklar artık hiç bir şey beni şaşırtamaz dediğim halde şaşa kaldım.

Çok tuhaf bu insanoğlu,böyle tam düzgün biri diyorsun altından kocaman bir HİÇ! çıkıyor,böyle kocaman bir YALAKA! çıkıyor.Bencil ve kendini düşünen bu uğurda üstleriyle  OSKAR! alacak kadar iyi ROL yapanlar,böyle kocaman kocaman EGOİSTLER !ÇIKARCILAR!KARAKTERSİZLER!
En tuhaf olanı yıllardır ve özellikle geçen seneden beri görüyorum ki bu saydığım TİPLER! ADAM oluyor sen doğru,dürüst,çalışkan ve İNSAN olsan da zerre kadar değerin yok havadaki toz bile değilsin.

Napıyorum?sinirleniyorum!!küfrediyorum!!
(baya küfürbaz oldum ama içimden) ve en son olarak da İŞ'le ilgili hiç bir şeyi eskisi kadar önemsemiyorum.Acil bir şey mi var en sona bırakıyorum.Derlemiyorum,sıraya da koymuyorum.Zaten otomatik olarak bazı şeyleri yaptığımdan hiç kasmadan,panik yapmadan,kendimi yormadan,ne kadar olursa amaaaaaaaaan boşver Sİ.... ET (boşluğu doldurun) diyerekten önemsemiyorum,yavaşlattım.

Madem ki;iki kelimeyi bile konuşamayan birileri,düzgün cümle dahi kurup kullanamıyorken  birilerinin gözünde yükselip puanlanıyorsa ben burada bir zerre dahi olmak istemiyorum.
Umurumda değil artık bir şeyleri başarabilmek doğru yoldan ilerleyip (İŞ'in için) çabalayıp başarıp kısa zamanda çözüm odaklı çalışıp işleri ilerletebilmek ve etrafındakileri de aynı yükseğe taşımak.Değmez gerçekten,bıraktım,uğraşmıyorum,ZORLAMIYORUM.Hevesim kaçtı bir kere.En kolayı YAV HE HE! deyip salağa yatmak.OHHH MİSSS kafamda deli sorular bitti.15 yılda olamayan ben bundan sonra da HİÇ! olmayı vereyim.

Dıştan bakınca bir şey gibi görünüyorlar ama ağızdan çıkan o ilk kelamda bin kilometre kaçasım geliyor.
Birde bir görmemişlik,bir sonradan gördüm deliliği,parayla her şeyi satın alabileceklerini sanmaları,yemin ediyorum istifra edesim geliyor.


Oldukça uzun bir yazı oldu :))) Umarım telafi etmişimdir (Bücürük ve Ben,sevgili Müjdeciğim'e ithaf ettim).

Öylesine geride kalan 2018 yılından hayatımda olup bitenler işte.Bir yaş daha yaşlanıyorum ve her yeni yıl eskisinden farklı düşündüğüm oluyor.

Umarım eskisini aratmayan (hep arıyoruz,klişe işte) adı gibi YENİ bir yıl olur.Herkese sağlık ve huzur dilerim.İşleriniz rast gitsin.İyi İnsanlar çıksın karşınıza,yüzünüzden tebessüm eksik olmasın.



Kocaman Sevgiler bırakıyorum buraya,alınız lütfen.



HEXE'niz bildirdi.Okuyan gözlerinize sağlık,teşekkür ederim.



                                                                          Aha da BEN,
                                                                          SON HALİM BUDUR :)



















10 Kasım 2018 Cumartesi

ANIYORUZ...


 

   AH NE GÜZEL NE GÜZEL SENİ SEVMEK,

   AH NE GÜZEL NE GÜZEL...








Hexe

5 Eylül 2018 Çarşamba

HEYYYY......




Günaydııııııın...diye başlamak isterdim.Hemde çoooook isterdim.

Farkında mısınız ZAM her yerde!!!

Markete her gidişimde fiyatlar değişiyor!!!

Salça bile UÇMUŞ.En son 4.60TL den aldığım Demko salça 7.60TL olmuş.

Et ve tavuk fiyatlarına hiç değinmeyeceğim bile!Salça yeterince açıklayıcı olmuştur.

Ya hiç kimsenin umurunda değil mi?Niye kimseden bir itiraz sesi çıkmıyor?Bir tek bana mı batıyor bu durum?

Eyyyyyyy malum partiye oy verenler! Allah sizi beter etsin!NOKTA.(içimden ettiğim küfürler dahil)


HADİ GÜNAYDIN!!!


Not:Pişşşşt okuyucu,bu yazıyı yazdıktan sonra SALÇA 10TL yi geçmiş.Bakınız Marketlere...



                                                                          Gel de HEXE olma!!!






26 Haziran 2018 Salı

HEPİMİZE GEÇMİŞ OLSUN





Geçmiş olsun demekle de bir şey geçmiş olmuyor ya,neyse...

Çok zamandır yazmıyorum.Dönüşüm muhteşem falan da olmayacak.İki gündür hayat enerjim sıfırın altına düştü.

Ülkeme dair umutlarımı kaybedeli çok olmuştu.
Seviyordum Ülkemi.
Dağını,taşını,toprağını,suyunu,yağmurunu,karını,dört mevsim oluşunu,çok renkli oluşunu,karadenizini,marmarasını,egesini,akdenizini,anadoluyu,şivesini,halayını,horonunu,zeybeğini,kültürünü,tarihini,insanını,bize emanet edilenleri,edenleri...

Her gün aynı beyine sahiplerle bir arada olmaktan,sabit şekilde kalmalarından,hala ve hala aynı şeyi körü körüne savunmalarından bıkmıştım.
Bazen kendi kendime acaba onların anladığı ne ki? ben anlayamıyorum veya benim anladığımı onlar neden anlayamıyor?diye çokça özeleştiri de yaptım.

Dediğim gibi umudum yoktu,çok azıcık belki vardı.Umut etmeyi istedim hep,belki...

Muharrem İnce o minicik umudumu kocaman bir aleve çevirdi.
Çok müteşekkirim o heyecanı tekrar yaşattığı için.En son Gezi'de bu kadar heyecanlanmıştım.
Bu yüzden sonuca daha çok üzüldüm hatta şoka girdim.

Anladım ki;
-Kıraathanede kek yemek acayip çok iyi havalı bişeymiş,ne diye kafayı yoralım kek ye geç,
-Otoyollar,hastaneler,inşaatlar,köprüler ekmekleri banmak içinmiş,
-Eğitim,öğretim,bilim,sanat,teknoloji düşünmek gereksizmiş,düşünen karar veren bir üst akıl varmış,
-Zengin daha zengin gani gani olmuş,fakire soğan bile fazlaymış,yaşama hakkı bile yokmuş,
-Ötekinin hasıymışız,öz be öz dışlanmışız,biz kimiz ki?
-Aziz Nesin'i her gün anmalıymışız.

Daha çok anladım ki,bu sürünün bu çobana çok ihtiyacı varmış değneğine sürtünmek zorundaymışlar.

İşsizlik,et fiyatları,dış borç,tarım ve hayvancılık yav kime anlatıyorum.
Karşı apartmanda bir yıldır oturan Afganistanlı aileye bile RTE bakıyormuş,küçük kız bana balkondan bebeğini gösteriyordu.Kim aldı diye sordum cevap RTE.

İçim rahat,vatandaşlık görevimi yaptım.Değerlerime ,inandıklarıma,doğrularıma ihanet etmedim.Oy verdim,bir daha verir miyim?vermem gibi geliyor,bilmiyorum.


Anladılar mı acaba,Cumhuriyet sistemi bitti.Tek Adam olundu.Elleriyle sildiler attılar.

Artık Türkiye için yeni umutlar beslemeyeceğim,alsınlar tepe tepe kullansınlar.

Patates,soğan,faiz,benzin,vergi,zam ve dolardan umutluyum çıktıkça çıkın,fırlayın gidin.


                                                                                                             Hexe!













8 Mart 2018 Perşembe

8 MART




Merhabalar,

Yine bir 8 Mart,yine güzel haberler paylaşmak yerine yaşadığımız sorunları dile getirme vakti :(

Daha bu sabah işe gelirken serviste yaşadığım olayı anlatmakla başlıyayım,taze taze.

İş arkadaşım Bülent bey Kadınlar günümüzü kutladı.Serviste zaten 3 kadındık bu sabah. Bülent bey en önde sol tarafta şoför arkasında yanında Semra hanım onun arka koltuğunda ben,sağ önde de Canan hanım oturuyorduk.Tebriğini kabul ettik.Ben ek olarak ''Kadına Kadın diyoruz Çocuğa Çocuk.Nokta, bende böyle kutlamış olayım.'' dedim.Bir sonraki durakta durduğumuzda şoförümüz Ferdi ''Bülent abi mikrofonu vereyim de öyle konuş'' dedi.Yani konuşmalardan Bülent bey'in kutlamasından rahatsız oldu.Dayanamadım ''zaten 3 kişiyiz duyacağımızı duyduk mikrofona gerek yok,lafın tamamını da zaten kime diyorlar ben söylemeyeyim,anlayan anlamıştır.''dedim.Serviste sessizlik!

Bülent bey Almanya'da doğup büyümüş,yıllarca çalışmış sonrasında Ülkesine dönmüş bir arkadaşımız.Tabii ister istemez o toplumda yıllarca yaşayınca etkileniyorsun.Eee azıcık içinde İnsanlık,Saygı,İyilik,Nezaket varsa  Duyarlı,Hoşgörülü,Kibar oluyorsun.

Türkiye'de Kadın olmak zordur!

Okutulmayandır ama eşine Kadın doktor arayan babanın kızıdır veya eşidir ,çocuk yaşta evlendirilendir,para karşılığı satılandır,tecavüze uğrayıp suçlu olandır,töre cinayetine kurban gidendir,kılık kıyafetinden dolayı taciz edilendir,akıllı olduğu kabul edilmeyip psikolojik baskıya uğrayandır,boşanmak istediği için öldürülendir...


8 Mart yaklaşırken TV ekranından bunu da gördük,hani hiç şaşırmadım Hülya Avşar'a kendini iyi pazarlıyor.Yarandığı yer belli.






''Erkek çalışsın, kadın evde çocuklarını büyütsün, yemeğini yapsın, kocasını karşılasın'' diyen Hülya Avşar'a Mehmet Aslantuğ güzel bir cevap verdi. '' Kadın evinde üretimden çekilip bütün istikbalini bir adamın vicdanına, aşkına, samimiyetine, günün sonunda bir gün aklının karışmasına, yanılgılarına bırakmamalı.'' 








Kadın berekettir,Kadın sevgidir,Kadın güçtür.Saygı duyun,sevin,koruyun.

Hexe'niz bildirdi.Kocaman sevgiler...


















1 Mart 2018 Perşembe

HİÇ Mİ ELİMİZDEN BİR ŞEY GELMEYECEK?






Sevgili arkadaşlar öncelikle merhaba,

Yok-muş gibi yapıyorum,kimseyle tartışmak istemediğim için susuyorum,tahammül etmeye çalışıyorum ama yok yok yok ,olmuyor,olmuyor olmuyor.Şiştikçe çatladı yüreğim!!!

Nasıl İNSANLAR haline geldik,inanamıyorum.

En başta bu ''ÇOCUK İSTİSMARI''konusu ve getirilmeye çalışılan 12 yaş sınırı!!!Neyi anlamak güç???

18 yaşına gelen birey oy kullanma hakkı elde edebiliyor,bu ne demek? 18 yaşını doldurmamış birey''ÇOCUK'' demek,kendi kararını veremez demek,karar verme durumunda değil demek!!!O yüzden 18 yaş atlı bireylerin her biri ÇOCUKTUR ÇOCUK!!!
Bunun aksini savunanlar AHLAKSIZ PİS ADİ KOKUŞMUŞ SAPIKLARDIR!!!

Ben en ağır ceza almaları taraftarıyım İDAM gibi.Bir kaç tanesini idam etsinler bu sapıklık azalır bence,biter mi bilemiyorum,toplumumuz ruh hastası dolu.Kimyasal hadım olayına karşıyım,sapık duygularına gem vurulacak fakat aramızda yaşayacak.Kabul etmiyorum!!!İdam edemiyorsanız en ağır cezayı almalı ve hiç bir af'tan yararlanamamalı!!!

Aynı şekilde Kadınlara yönelik cinsel taciz ve cinayetlerinde de aynı yöntem uygulanmalı o zaman belki bu ruh hastası yaratıklara caydırıcı olabilir.Psikolojik baskı ve Tehdit de bir istismardır.Kimse kimsenin haklarını kısıtlayamaz,engelleyemez!!!Kadın-Erkek eşitsizliğine hiç girmek istemiyorum orası da malesef çok vahim bizim ülkemizde.

Bugün bir yazı okudum.Sevgili blog komşum Arzu Kök burada yazmış.Ellerine sağlık.Az ve öz çok güzel güncel yazılar yazıyor.Bloguna bakmanızı tavsiye ederim.Şeker fabrikalarının satılmasıyla (özelleştirme) ilgili yazmış.Ekleyecek başka bir şeyim yok konuyu enine boyuna yazmış.Ülkemizin özelleştirme adı altında parsel parsel satılması ve bunun ''KHK'' ile yapılması da ayrı üzerinde düşünmemiz gereken bir konu.

Susuyoruz,susturulduk,-miş gibi yapıyoruz ama nereye kadar?Dur demenin vakti çoktan geldi geçiyor.Kendime de kızıyorum tabii ki,bir kıvılcım arıyorum belki kendim yakmalıyım ama o kadar ayrıştırıldık o kadar ötekileştirildik o kadar vurulduk ki cesaret edemiyorum.Galiba hepimiz aynı durumdayız.

Kanal projesi var ve ülkemizde kurulmaya çalışılan Nükleer santraller konusu.Ne ÇED raporu dinliyorlar ne Çevre Koruma Kurulu kararlarını.Yasama-Yürütme-Yargı ellerinde.Bunlara yüzü biz verdik bunları başımıza biz getirdik.İşimiz karşıya geçene ayıya dayı dedik ayılar dayılarımız oldu.

Dış politikamız da içler acısı ''Aldatıldık,Altadıldık,Aldatıldık'',''Bir şans daha verdik'' ŞAKA gibi ama kimse gülmüyor.

Yerli-milli kavramı var son günlerin modası,yerli malı haftasını hatırlatıyor bana hep.
Hani AHLAKİ,hani İNSANİ???Hani BİZ???

ATATÜRK bize bu memleketi bu hale getirelim diye mi KURTARDI?







                                                                           Hexe'niz bildirdi.


     Bir Kızılderili Atasözü der ki;







16 Şubat 2018 Cuma