31 Mayıs 2016 Salı

RAHMETLİ KEMAL AMCA





Aklıma düştü birden Kemal Amca.Babamın Köyünde kapı komşumuz Dedemle akraba,dolayısıyla bizimle akraba.Köyümüzde herkes Atalarından akraba soyadlar aynı,aynı soyadlar mahalle mahalle oturuyor.
Köyün eski ismi 'Prastiyoz' Rum ismi, resmi ismi Temelli Köyü.Köye bağlı mahalle 'Süngeroğlu' halk şivesiyle bizim oralarda 'Süngüruğli'.

Kemal amca eşini Hatice yengeyi Verem'den kaybediyor.Ben küçüktüm hatırlıyorum hayal meyal hasta yattığı zamanları.Doktor getirtirlerdi şehirden.Verem öldürücüydü o zamanlar.Kız kardeşimle benim kulaklarımızı Hatice yenge iğneyle ısırgan otuyla delmişti.O günde hayal meyal aklımda.Kız kardeşiminkiler kapandı sonradan. Benim kulak deliklerimin mimarı odur.Oğlum bebekken sol küpeme asılıp kulak deliğimi yırttı şimdi delik yerine bir çizgi halinde.

Hatice yenge zayıf uzun boyluydu.Büyük kızı Havva ona çok benzer.Allah rahmet eylesin arkasında biri kundakta dört çocuk bırakıp gitti.Kemal amca köy yerinde dört çocuk biri daha bebek inekler,koyunlar,tavuklar tarla ve fındıklıklarla baş başa kaldı.Temel,Havva,Fadime ve Gülizar.Hepsi küçüktü.Ben beş altı yaşlarımdaydım Temel benden bir veya iki yaş büyük Havva benden bir veya iki yaş küçük diğerleri daha da küçük.
Kemal amca bir daha evlenmedi,niyetlenmedi bile.O çocuklarını bağını bahçesini bir şekilde baktı.Çok güzel de baktı.Çoğu kişi evlen diye söylendi ama o ''Çocuklarıma Üvey Anne getirmem!'' dedi.

Akrabaları da yardımcı olmaya çalıştı ama herkesin köylük yerde işi gücü vardı yardımlar bir yere kadar yapılabiliyordu.Kemal amca çamaşır da yıkardı yemek de pişirirdi.Tarlasını ekip biçerdi.Bir sürü hayvanına da bakardı.İneklerin sütü sağılırdı,kaynatılırdı yoğurt yapılırdı  sonrasında tereyağ ve peynire dönüştürülürdü.
Çarşıya (Şehre) gittiğinde çocuklarının isteklerini fazlasıyla getirirdi.

Biz yaz tatillerinde köye giderdik.

Bir yıl hepimiz bitlendik,tüm mahalledeki çocuklarla birlikte.Ben ve kız kardeşimin saçlarımız uzundu.Annem çıldırmıştı tabii.Hepimizi bir tarım ilacıyla ilaçladılar (DDT).Kim akıl verdiyse hepimizin başına döktüler.İyi ki zehirlenmedik çok zehirliymiş sonrasında da yasaklandı zaten kullanımı.Kemal amcanın kızlarını da annem ilaçladı ve yıkadı.Sonra hepimizin saçları ince tel tarakla tek tek taranıp temizlendi.Kemal amca kızları dizine yatırıp taramıştı saçlarını şu an gözümün önünde görüntüsü.

Birde, Kemal amca çok güzel fırın yapardı.(Fırın yapmak = yılda bir veya iki kez taş fırınında ekmek pişirmek, demek).Eskiden köylere ekmek gitmezdi,yüksek ve uzak köylere.Burası Karadeniz dağlar yüksek bazı köyler merkeze çok uzak.İnsanlar ürettikleri mısırdan ekmek yapardı.
Hamur küvet büyüklüğünde ve şeklinde ve ahşap olan 'Tekne' de yoğrulup mayalandırılır.Mısır unu ağırlıktadır.Biraz beyaz undan da yoğrulur bir kaç günlük ekmek için.
Taş fırında bayağı bir odun yakılır.Sonra ekmekler pişirilir.Bir kaç günlük kullanım için bir kısmı çıkarılır diğerleri fırın içerisinde köz boşaltıldıktan sonra kurumaya bırakılır,bir kaç gün bir hafta süresini bilmiyorum.Peksimet yapılırdı yani.Bu işlem bir gün akşama kadar sürerdi.Tek başına değil imece usulü komşularla veya akrabayla (komşular da zaten akraba) birlikte yapılırdı.O ekmeklerin lezzeti o peksimetlerin kokusu tadı hala damağımda.Peksimetler suda ıslatılıp yenir.Köyde eski evi olanlar ki onlar hep taş fırınlıdır yaparlar ekmek.Tabii eskisi kadar kimse yapmıyor çünkü ekmek zaten köye geliyor.Çok da zahmetli bir iş.Kimse yormuyor kendini.
Şu an olsa da suda ıslatıp yesek.Ah Kemal amca senin peksimetlerin çok güzel olurdu.

Bugün, çocuklarının hepsi evli ve onlarda çocuklu.Temel babasının topraklarını işlemeye devam ediyor.Kızlardan Havva Almanya'da,Fadime ile Gülizar aynı köye gelin oldular.Onları her görüşümde içim bir burulur.Annesiz büyüdüler.

Kızlar evlendikten, Gelin aldıktan ve torunlarını gördükten sonra Kemal Amca amansız bir hastalıktan hayatını kaybetti.Bir siyah beyaz fotoğrafım var Kemal amcanın kucağında.Dedemin ev inşaatında çekilmiş.Ben ne hikmetse ağlıyorum o şekilde fotoğraflanmış.



Allah rahmet eylesin,Nurlar içinde olsun.Anılarımın arasında böyle bir yeri var.

Daha kimler var kimler,Hayriye yenge-Musti (Hayriye yengenin sara hastası engelli oğlu),Emine Yenge - Yakup dayı (karı kocaydılar)ve kalabalık çocukları torunları çoğu Almanya'da,Köfteci Hasan amcalar oldukça kalabalık bir ailedirler,Asiye yenge-Pala dayı (bıyıklardan dolayı) ve çocukları,Deli Bahriye yenge(valla ismi buydu),Hüseyin(İsiyin şiveyle) dayı meşhurdu at'ı vardı,Yusuf dayı adını hatırlayamadığım bir kaç aile daha.Komple aynı soyadından aynı Atalardan gelme bir mahalle.Diğer zamanlarda onlar hakkında da yazarım.Hepsiyle ayrı ayrı anılarım var.

Yazdıkça tebessüm ediyorum, şimdi fark ettim.Çocukluğumun güzel anılarında kaldılar hep.Büyüdüm ve Hayatın girdabında savruluyorum.
İyi ki aklıma gelmiş.Bir kaç satırla anmış oldum.

Eski zamanlar daha güzeldi.Şimdi o tat yok sanki yada bana öyle geliyor.
Çocuktum herhalde ondan öyle geliyor.Kaygısız ,tasasız,huzurlu ve mutlu.


Ne çok konuştum :))) Okuyan gözlerinize sağlık.Çok sevgiler.

Ben Hexe'niz    NuR  :)









12 yorum:

  1. Harika bir yazı olmuş ellerinize sağlık.👍👍👍👏👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim,okuyan gözlerinize sağlık :)

      Sil
  2. Elinize sağlık Nur hanım, Sayenizde Çocukluğuma gittim Hüzünlendim. Köy yaşamı çok güzeldi.
    "Hexe" kelimesini merak ettim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlhan bey,okuduğunuz ve yorum yaptığınız için çok teşekkür ederim.HEXE Almanca'da CADI demek.Ben kendime zaman zaman çok yakıştırırım.Kadınlar MELEKTİR ya ve kanatları kırıldığında bir CADI'ya dönüşürler :))) ben de böyle zamanlarımda süpürgeme biniyorum.Ondan dolayı ben HEXE.Çok sevgiler...

      Sil
  3. Merhabalar.
    Rahmetli Kemal amcanın hayatınızdaki yeri gerçekten bir başkaymış. Ama bu mübarek adam da katlandığı ve yaptığı fedakarlıklarıyla gönüllerde taht kurmayı hak ediyor. Onun eşini kaybettikten sonra, o kadar çocuğun bakımı, büyütülmesi ve yetiştirilmesi, bunlara ilaveten hayvanların bakımı, onların sağılması sütlerinin değerlendirilmesi ve bir de tarım işleri üzerine ilave edilince, ben gerçekten ne diyeceğimi bilemedim. Kemal amcaya Allah rahmetiyle muamele eylesin. Makamı cennet olsun. Allah taksiratını affetsin.

    Geçmişte kalan güzelliklere olan özlem duygularımız bizleri böyle geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Ama bu sizin hikayeniz gerçekten gıpta edilecek, gıpta ile bakılacak bir hikayeydi. Genelde eşini kaybeden erkeklerin tek yaptığı hemen evlenmektir. Ama bu muhterem rahmetli Kemal amca, gerçek bir baba olarak yapması gerekeni yapmış. Allah emeğini zayi eylemesin. Yaptıklarının mükafatını inşAllah görecektir. Çünkü, böyle bir fedakarlık, Allah indinde asla karşılıksız kalamaz.
    Kaleminize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim.
    Selam ve dualarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Recep bey,Kemal amcanın bu davranışını çocukken bile çok takdir etmiştim.Gerçekten günümüzde ve eskiden hemen evlenir erkekler (eskilerden rahmetli dedem de dahil,annemin babası,hemen evlenmişti 4 annemler 6 da ikinci eşten 10 kardeşler ve ben ikinci eşini gerçekten annanem sayıyorum hiç öz-üvey tantanası yok).Kemal amca takdire sayan bir davranışta bulundu.Köy yerinde o kadar işin üstesinden geldi.Tekrar rahmet olsun ruhuna.
      Okuduğunuz ve yorum yaptığınız için çok teşekkür ederim.Çok sevgiler,siz de en Güzel'e emanet olun,saygılarımla...

      Sil
  4. Öyle tadını çıkarta çıkarta ağır ağır okudum
    Memleket , bizim memleket
    Birilerinin hayatınızda yer etmesi ve andığınızda çocuksu bir özlem ile, tanımı bildiğimiz kelimlelerle yapılamayan duygular ile gözlerinizin dolması için süper kahraman misali hayatınızın orta yerine dalıp büyük izler bırakması geekmiyor.
    Bazı insanlar, anılarınızın içinde sessiz sedasız nakışlanıyor.
    Anladım ben seni Nur
    Rahmet olsun ruhuna her ikisinin de...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadriye hanım,aslında sizi de etiketleyecektim Trabzon'lu olduğunuzu biliyorum.Eksik bile yazdım buraların tadını kokusunu.Uzakta olanlar daha iyi anlar,bende uzun bir süre Yalova'da oturdum o özlemleri biliyorum.Sizire etiketliyecektim de unuttum :))Ekmek pişirmekten bahsedince aslında o arada birde 'Lamesli Pide' yapılır belki bilirsiniz.İçerisine; bol soğanlı pazı kavrulur bir iki diş sarımsak ve barbunya fasulyesi ile hazırlanan harç konur inanılmaz lezzetli bir şey olur.Ekmekler fırına verilirken pideler de pişirilir ve mahalleye de dağıtılır.Bu arada ben sizin mahallenize gelin gelmiştim Sotka'ya,caminin karşısındaki Hükümet Konağına bakan Gülbahar Hatun Apartmanında oturdum.Okuduğunuz ve yorum yaptığınız için çok teşekkür ederim.Kocaman sevgiler...

      Sil
  5. Zevkle okudum yazınızı. Rum etkisi bizim buralarda (Ege-İzmir) olduğu gibi sizin oralarda da var. Mübadil torunlarıyız (Girit/Selanik) Bazı Rum kanallarında çalınan kemençe ve Karadeniz ezgileri beni hayli şaşırtmıştı. Kemal Amca'yı ve köy yaşantısını sayenizde biz de öğrenmiş olduk. Ne güzel anılar, ne güzel ifade. Tebrikler Hexe :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kaystros Tyrha,ben seviyorum o eski isimleri.Yaşlılarımız hep o isimleriyle anarlar tarif ettikleri yerleri.Mesela babamın Köyü Temelli eski ismi Prastiyoz (zaten yazmıştım) mahallesi Süngeroğlu rumcası Armenöy.Çok isim var böyle bazısı da yerel şiveyle karışmış söyleniyor.'Çepninin dağı' 'Zadının Gırmaları' gibi.Okuduğunuz ve yorum yaptığınız için çok teşekkür ederim.Çok sevgiler...

      Sil
  6. Nur'cuğum hatıralar sahip olduğumuz en güzel şeyler, özellikle gidenler olunca anılarına sığınıyoruz:( annenin DDT işinde Allah korumuş iyi ki zehirlenmemişsiniz:((( Kemal amcanın çocuklara üvey anne getirmemesi de bence gayet doğur çünkü bilemez ki, nasıl biri çıkacak iyi mi, kötü mü? Neler oluyor okuyoruz gazetelerde:( çok hoş bir yazıydı eline sağlık canım.
    Sevgilerimle. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya değil mi?Yıllar sonra ne kadar zehirleyici olduğunu öğrendik DDT'nin çok şükür ki bir şey olmadı.Birileri tavsiye etmiş komple ilaçlama yapmışlar.Okuduğun ve yorum yaptığın için çok teşekkür ederim.Çok öptüm benden de çok sevgiler :))))

      Sil