Aklıma düştü birden Kemal Amca.Babamın Köyünde kapı komşumuz Dedemle akraba,dolayısıyla bizimle akraba.Köyümüzde herkes Atalarından akraba soyadlar aynı,aynı soyadlar mahalle mahalle oturuyor.
Köyün eski ismi 'Prastiyoz' Rum ismi, resmi ismi Temelli Köyü.Köye bağlı mahalle 'Süngeroğlu' halk şivesiyle bizim oralarda 'Süngüruğli'.
Kemal amca eşini Hatice yengeyi Verem'den kaybediyor.Ben küçüktüm hatırlıyorum hayal meyal hasta yattığı zamanları.Doktor getirtirlerdi şehirden.Verem öldürücüydü o zamanlar.Kız kardeşimle benim kulaklarımızı Hatice yenge iğneyle ısırgan otuyla delmişti.O günde hayal meyal aklımda.Kız kardeşiminkiler kapandı sonradan. Benim kulak deliklerimin mimarı odur.Oğlum bebekken sol küpeme asılıp kulak deliğimi yırttı şimdi delik yerine bir çizgi halinde.
Hatice yenge zayıf uzun boyluydu.Büyük kızı Havva ona çok benzer.Allah rahmet eylesin arkasında biri kundakta dört çocuk bırakıp gitti.Kemal amca köy yerinde dört çocuk biri daha bebek inekler,koyunlar,tavuklar tarla ve fındıklıklarla baş başa kaldı.Temel,Havva,Fadime ve Gülizar.Hepsi küçüktü.Ben beş altı yaşlarımdaydım Temel benden bir veya iki yaş büyük Havva benden bir veya iki yaş küçük diğerleri daha da küçük.
Kemal amca bir daha evlenmedi,niyetlenmedi bile.O çocuklarını bağını bahçesini bir şekilde baktı.Çok güzel de baktı.Çoğu kişi evlen diye söylendi ama o ''Çocuklarıma Üvey Anne getirmem!'' dedi.
Akrabaları da yardımcı olmaya çalıştı ama herkesin köylük yerde işi gücü vardı yardımlar bir yere kadar yapılabiliyordu.Kemal amca çamaşır da yıkardı yemek de pişirirdi.Tarlasını ekip biçerdi.Bir sürü hayvanına da bakardı.İneklerin sütü sağılırdı,kaynatılırdı yoğurt yapılırdı sonrasında tereyağ ve peynire dönüştürülürdü.
Çarşıya (Şehre) gittiğinde çocuklarının isteklerini fazlasıyla getirirdi.
Biz yaz tatillerinde köye giderdik.
Bir yıl hepimiz bitlendik,tüm mahalledeki çocuklarla birlikte.Ben ve kız kardeşimin saçlarımız uzundu.Annem çıldırmıştı tabii.Hepimizi bir tarım ilacıyla ilaçladılar (DDT).Kim akıl verdiyse hepimizin başına döktüler.İyi ki zehirlenmedik çok zehirliymiş sonrasında da yasaklandı zaten kullanımı.Kemal amcanın kızlarını da annem ilaçladı ve yıkadı.Sonra hepimizin saçları ince tel tarakla tek tek taranıp temizlendi.Kemal amca kızları dizine yatırıp taramıştı saçlarını şu an gözümün önünde görüntüsü.
Birde, Kemal amca çok güzel fırın yapardı.(Fırın yapmak = yılda bir veya iki kez taş fırınında ekmek pişirmek, demek).Eskiden köylere ekmek gitmezdi,yüksek ve uzak köylere.Burası Karadeniz dağlar yüksek bazı köyler merkeze çok uzak.İnsanlar ürettikleri mısırdan ekmek yapardı.
Hamur küvet büyüklüğünde ve şeklinde ve ahşap olan 'Tekne' de yoğrulup mayalandırılır.Mısır unu ağırlıktadır.Biraz beyaz undan da yoğrulur bir kaç günlük ekmek için.
Taş fırında bayağı bir odun yakılır.Sonra ekmekler pişirilir.Bir kaç günlük kullanım için bir kısmı çıkarılır diğerleri fırın içerisinde köz boşaltıldıktan sonra kurumaya bırakılır,bir kaç gün bir hafta süresini bilmiyorum.Peksimet yapılırdı yani.Bu işlem bir gün akşama kadar sürerdi.Tek başına değil imece usulü komşularla veya akrabayla (komşular da zaten akraba) birlikte yapılırdı.O ekmeklerin lezzeti o peksimetlerin kokusu tadı hala damağımda.Peksimetler suda ıslatılıp yenir.Köyde eski evi olanlar ki onlar hep taş fırınlıdır yaparlar ekmek.Tabii eskisi kadar kimse yapmıyor çünkü ekmek zaten köye geliyor.Çok da zahmetli bir iş.Kimse yormuyor kendini.
Şu an olsa da suda ıslatıp yesek.Ah Kemal amca senin peksimetlerin çok güzel olurdu.
Bugün, çocuklarının hepsi evli ve onlarda çocuklu.Temel babasının topraklarını işlemeye devam ediyor.Kızlardan Havva Almanya'da,Fadime ile Gülizar aynı köye gelin oldular.Onları her görüşümde içim bir burulur.Annesiz büyüdüler.
Kızlar evlendikten, Gelin aldıktan ve torunlarını gördükten sonra Kemal Amca amansız bir hastalıktan hayatını kaybetti.Bir siyah beyaz fotoğrafım var Kemal amcanın kucağında.Dedemin ev inşaatında çekilmiş.Ben ne hikmetse ağlıyorum o şekilde fotoğraflanmış.
Allah rahmet eylesin,Nurlar içinde olsun.Anılarımın arasında böyle bir yeri var.
Daha kimler var kimler,Hayriye yenge-Musti (Hayriye yengenin sara hastası engelli oğlu),Emine Yenge - Yakup dayı (karı kocaydılar)ve kalabalık çocukları torunları çoğu Almanya'da,Köfteci Hasan amcalar oldukça kalabalık bir ailedirler,Asiye yenge-Pala dayı (bıyıklardan dolayı) ve çocukları,Deli Bahriye yenge(valla ismi buydu),Hüseyin(İsiyin şiveyle) dayı meşhurdu at'ı vardı,Yusuf dayı adını hatırlayamadığım bir kaç aile daha.Komple aynı soyadından aynı Atalardan gelme bir mahalle.Diğer zamanlarda onlar hakkında da yazarım.Hepsiyle ayrı ayrı anılarım var.
Yazdıkça tebessüm ediyorum, şimdi fark ettim.Çocukluğumun güzel anılarında kaldılar hep.Büyüdüm ve Hayatın girdabında savruluyorum.
İyi ki aklıma gelmiş.Bir kaç satırla anmış oldum.
Eski zamanlar daha güzeldi.Şimdi o tat yok sanki yada bana öyle geliyor.
Çocuktum herhalde ondan öyle geliyor.Kaygısız ,tasasız,huzurlu ve mutlu.
Ne çok konuştum :))) Okuyan gözlerinize sağlık.Çok sevgiler.
Ben Hexe'niz NuR :)