14 Ocak 2016 Perşembe

AYDIN OLMAK





Merhaba sevgili arkadaşlar,

Okuduğum ve çok beğendiğim bu yazıyı Blog sahibinden izin alarak  paylaşıyorum.



AYDIN OLMAK



 ‘Aydın olmak nedir?’ Aydın, entelektüel,……….v.b. türünde pek çok kavram var. Peki entelektüelin karşılığı aydın mıdır, yoksa ‘aydın’ a ayrı bir anlam mı yüklenmelidir. Hep ‘entel takılıyor’ ya da ‘entellik etme’ sözleriyle insanlara aşağılayıcı bir tavır edasıyla yaklaşıyoruz da ‘aydın’ denildiğinde durup düşünüyoruz. Örneğin hiç kimseye ‘aydın takılıyor’ demiyoruz. Kimdir bu aydın?



 Düşünce ve beyin çabası gösteren, zihinsel bir işle iştigal eden ya da  kafasıyla, fikirleriyle aydınlatma işlevini görev edinen midir? Yaygın tanım ‘aydın düşünce emekçisidir’der. Peki tanım buysa bunun içerisine çok geniş bir kesim girmez mi? Mesela bilim, felsefe, edebiyat ve sanat yaratıcıları ve de tüm beyaz gömlekliler girer (bürokrat, mühendis, teknisyen, memur). Peki bunlar düşünce üretenler mi, yoksa üretilen düşüncenin yönetici ve yayıcıları mıdırlar? İkincisi demek daha uygun olacaktır. Zira bence aydın; düşüncelerini kendisi üretebildiği gibi, onları insanları aydınlatmak uğruna kullanan ve savaşandır. Tanımı böyle yaparsak ta bahsettiğimiz kesim daralır, küçülür. Bu durumda da aydın, kafası ve düşünceleriyle toplumu değiştirmeye çalışan insan olarak tanımlanacaktır. Yani ‘yenilikçi’ve ‘aydınlatıcı’..

Barış ve insanlık düşmanı güçlerin sevinç çığlıkları attıkları bir dönemde, insanlığın geleceğine sahip çıkma sorumluluğunu üstlenen, onurlu, inatçı ve özverili bir insandır aydın. Ancak yaşamla mücadele ederken, bunu güç araçlarıyla değil, tartışarak yapar. Onun silahları; kişisel bilgileri, yetisi ve inançlarıdır. Aydın bütüne ait bir parça olmaya güçlükle razı olur ve bunu yaparken de hevesinden değil, sadece ve sadece zorunluluktan yapar. Disiplin gereğini yalnızca kitleler için kabul eder, seçkin kafalar için değil. Ve kuşkusuz kendisini de bunlar arasına koyar… Olması gerekendir bu bir bakıma. Zira aydın, olayları ve düşüncelerini açıkça yazabilmek isteyendir, bu yolda mücadele verendir.’Aydınlatma’ görevi onlara ayrı bir misyon yükler. Bu nedenle de siyasi iktidarların disiplin adı altında düşüncelerine sansür uygulamalarından hoşlanmazlar. Çünkü böyle bir durumda halka ulaşacak olanın, ’aydınlatma’ işlevinden uzak, siyasi iktidarın öğretilerinin dikte edilmesi olacağının bilincindedir. Bu nedenle disipline karşı çıkar, kişisel inançları için bunlara savaş açarlar. Sansüre uymaz, üzerlerindeki misyon gereği düşüncelerini olduğu gibi ifade ederler. Sonuç mu? Hapisler, gözaltılar….. 


Peki bunlardan sonra pes mi etmelidir aydın? Hayırrrr!...... Gerçek aydın, misyonuna duyduğu inançla bunlara boyun eğmemelidir. Ne olursa olsun… Aksi halde misyonunun yüklediği sorumlulukları yerine getirmeyen aydınlara gün gelecek halk cezasını en ağır şekilde verecektir.
         
‘Kah sevecen, kah korkunç maskelerle 
Raksa çıkılan bir karnaval fikir hayatımız
Tanımıyoruz…
Nereden geliyorlar? Bilen yok
Firavunlara benziyorlar
Kalabalığa çehrelerini göstermeyen firavunlara
Ve aydınlarımız…
O meçhul için ehramlara taş taşıyan birer köle

Tarihse hep firavunlardan bahseder
Taşları taşıyanlar onlarmış gibi….’




 ARZU  KÖK

6 yorum:

  1. Nur'cuğum alıntı yazı güzel, ben de yorum olarak aydın neye denir konusundaki kendi görüşlerimi bu yazıdaki bir tanımdan yola çıkarak kısaca yazmak istiyorum.
    Evet aydın kafası ve düşünceleriyle toplumu değiştirmeye çalışan kişidir. Ama burada kilit nokta değişimin nasıl olacağı. Öyle tipler türedi ki, kendilerine aydın diyorlar, okumuş, yazmışlar, gazetelerde köşe yazarlığı yapıyorlar ve toplumu değiştirmeye de çalışıyorlar ama toplumun iyiliği için değil, emperyalist ülkelerin ve kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde değiştirmeye çalışıyorlar. Tabii maske takarak. Bir aydının gerçek aydın olduğunu da işte bu anahtardan bulabiliriz, kriterimiz de Atatürk olmalıdır her zamanki gibi....Atatürk nasıl bu ülkenin iyiliğine yönelik değişim gerçekleştirdiyse ki, benim için tüm zamanların en harika aydını, devrimcisi ve lideridir. Birisi Türk halkının iyiliğini değil de ABD nin küresel güçlerin işte bölücülerin veya Humeyni gibi ülkeyi geriye götürecek değişiklikleri istiyorsa o gerçek aydın değildir diyorum. Umarım karmaşık anlatmamışımdır. :)

    Çok teşekkürler ....herkesin kendini aydın ilan ettiği bu günlerde önemli bir konuya değindin.
    Sevgiler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Müjdeciğim,daha açık ve net anlatılamazdı.Yorumun ve açıklaman için ayrı ayrı teşekkür ediyorum.Sen ve Sen gibiler var oldukça Umudumuz bitmeyecek,iyi ki varsın.Atatürk'ün gösterdiği ''Aydın Yoldan'' ayrılmamamız dileğimle çok öptüm,sevgilerimle...

      Sil
  2. Paylaşmış olduğunuz "AYDIN OLMAK" başlıklı ARZU KÖK'ün yazısını ben de beğendim. Ayrıca, "bücürükveben" rumuzlu Müjde hanımın açıklayıcı yorumunu da çok faydalı ve gerekli buldum. Bir kimsenin maskesiz gerçek bir aydın olup olmadığına ilişkin kriterin; şahsiyeti ve icraatları dünya devletlerince tescilli olan, ATATÜRK'e karşı takınılan tutum ve davranışlar olmalıdır şeklindeki görüşe aynen katılıyorum. Bu arada; Ulu Önderimiz ATATÜRK'ün icraatlarını, o günün şartları içerisinde görüp değerlendirmeyen ve bilerek bu günün penceresinden bakıp değerlendiren insanların yaptıklarının nankörlükten başka bir şey olmadığını belirtmek isterim. Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hasan Hüseyin Üstündağ Bey, yorum yazdığınız için çok teşekkür ediyorum.
      Aynı Aydın Yol'da yürüyoruz.Umutlarımızı yeşertmeye devam edeceğiz.Ne mutlu bize ki; Atatürk bizim liderimiz ve onun açtığı yolda ilerliyoruz.Bizler var oldukça Cumhuriyetimiz yaşayacaktır,buna inanıyorum.Çok sevgiler...

      Sil
    2. Aynı inancı taşımaktayım. Dünyanın durmaksızın gelişip ilerlemesi bu inancımızı güçlendirecektir. Ben de sevgi ve saygılarımı sunarım.

      Sil
  3. Merhabalar.
    Toplumun huzur ve refahı için yol gösteren, çaba gösteren herkes bana göre aydın insandır.
    Selam ve dualarımla.

    YanıtlaSil