12 Aralık 2013 Perşembe

EVDEYAZAR ÇEKİLİŞ DÜZENLEMİŞ





Evdeyazar, Firststeps sponsorluğunda YENİ YIL SEPETİ 


hediye ediyor!


Evdeyazar, düzenlediği ilk çekilişle takipçilerine dolu dolu

YILBAŞI SEPETİ hediye ediyor.

Firststeps sponsorluğunda gerçekleşen bu çekilişle

kazanacağınız hediye sepetini

ister kendinize, isterseniz sevdiklerinize hediye edebilirsiniz.

Çekiliş detayları için

buraya tıklayabilirsiniz.

11 Aralık 2013 Çarşamba

HEXE VE KARRRR......DIDIDIDIDI ÜŞÜYORUM BEN :) AMA BU BEYAZLIK HARİKA





Merhabalar...

Tüm Türkiye'de kar var.Sabah gözümü açtım her taraf bembeyaz.Homurdandım durdum ''şimdi kim işe gidecek?'' Tekrar yatağa girip yorganı kafama çekmek istedim.Yapamadım tabii.Çocukken üşümezdim galiba inanın hiç üşüdüğümü hatırlamıyorum.Almanya'da doğdum büyüdüm oranın kışı pek fecidir.Kardan adamı geçtim kardan ev yapardık Eskimo usulü içinde de oturur evcilik oynardık.Tabii Almanya'da kar kıyafeti diye bir şey var hani Uludağ'da kayak yaparken giyiyorlar işte onlar Almanya'da herkesin evinde bulunan giysilerdir.Orada kar tatili diye bir şey ben görmedim.Biz normal giysilerimizin üzerine kar kıyafetlerimizi giyerdik doğru dışarı karın içinde oynardık yatıp yuvarlanırdık (çocuk olmak harikaymış niye büyüdüm ki ben) hiç ıslanmazdık ve üşümezdik.Ama şunu hatırlıyorum eve gelip de soyunduğumuzda ellerimiz ayaklarımız kıpkırmızı donmuş olurdu ve ısınmaya başladıkça acırdı.Ahhh annem ne kadar kızardı bize özellikle de bana çünkü eve girmemek için inat eden ben olurdum.Dört kardeşiz en büyük benim ve en haylaz bendim malesef. Bütün sakıncalı ve aksi işleri ben çıkarırdım kız kardeşimi de kendime uydururdum  ama o  hep fire verirdi.Beni ispiyonlardı mesela gıcık olurdum eee şimdi tabii ona hak veriyorum.Kız kardeşimle aramda tam bir yaş var 5 Ocak'ta ben 4 Ocak'ta  da o doğdu.Kız kardeşimi başka bir zamanda yazarım.Bugünkü konum kar ve bakalım peşinden ne çıkacak?

Ne diyordum ben;Almanya'da çocukluğumda her şey harikaydı.Kış güzeldi tabii bir de Noel ve Yılbaşı vardı.Türküm Müslümanım ama onların adetlerine de saygı duyuyorum.Nasıl bizim içimizde iyi ve kötüler varsa onlarda da aynısı var.Ben Almanları gerçekten severim (belki hastanede karışmış olabilirim yıllardır kendimle dalga geçtiğim bir esprimdir''belki bir Hans'ın kızıyım'').Bizim kadar onlarda inançlarına geleneklerine bağlılar(katolikler daha katıdır).Biz Almanların içerisinde oturuyorduk.Genellikle Türkler hiyerarşik yaşıyorlardı biz oradayken hep aynı mahallede veya aynı binada.Biz Türklerle değil Almanlarla iç içeydik ve bizi çok seviyorlardı.Siz Türk olamazsınız derlerdi mesela hani övüyor mu sövüyor mu anlayamazdık.Övmek için derlerdi.İlk jenerasyon Türkler Almanya'yı bayağı bir talan etmiş.Biz ikinci jenerasyon ve çocuklarıydık.Hala olduğu gibi dangalaklar vardı.Biz onlara göre çok moderndik.Bizimkiler Alman komşularımızla çok iyi anlaşıyordu Türkiye'ye döndükten sonra ev sahiblerimiz bize ziyarete geldiler.Misafirperverliğimizi hala anlatırlar öve öve.Demem o ki;Almanlarla iç içe olunca onların örf adet ve geleneklerini öğrendik onlarda bizimkileri.Bizi dini bayramlarımızda ramazanlarda tebrik ederlerdi.Bizler de onlarınkini.Noel ve Yılbaşlarında bizler de hatırlanırdık .Noel kutlamasamda ben severim Aralık ayında evimde yapma çam süslemeyi doğum günümden sonra kaldırırım. Bu beni ne Hıristiyan yapar ne de dinden çıkarır benim evim benim kararım yani. Ben Türkiye'ye geldiğimde Türkçe konuşamıyordum anlıyordum ama konuşurken zorlanıyordum.Keşke dönmeseydi bizimkiler diyorum çünkü bir yanım çok eksik kaldı öyle hissediyorum buraya çok zor alıştım.(Hayat şartları malumunuz)
Ayyy nasıl kar yağıyor lapa lapa soğuk işte yerler vıcık vıcık ayakkabılarım ıslanacak ayağım üşüyecek elim kulaklarım üşüyecek.Ama çok güzel yağıyor ya pamuk pamuk, kahve aldım yudumluyorum oh misssss.Az durun şu manzarayi seyretmeliyim hava bu şekil ya gelen giden de yok işleri zaten bitirdim.Kulaklıklarımı da takayım ''Mariah Carey LOVE TAKES TIME'' kısa bir ara verdim.
                         
                                                              *     *     *

Geldim kar yağmaya devam ediyor.Çocukken çok zevkliydi her şey çok mutluydum sorumsuzduk ondandır.Ben hatırlıyorum  özgürdüm Alman memleketinde.Kendi çocuklarım aynı cocukluğu yaşayamadılar malesef.Bisikletle gezmeler ki okuluma bile bisikletle giderdim iyi havalarda tabii,ağaçlara tırmanmalar ağaç ev kurmalar paten kaymalar paten kaymakla ilgili çok kötü bir Anım var.Ölüyordum az kalsın valla. Almanlar kurtardı beni.Bunu anlatmalıyım ilk Anım olsun.

İkinci sınıfa gidiyorum 8 yaşındayım.Arkadaşlarla okuldan sonra paten kaydık durduk akşama kadar.Patenlerim de ayakkabılı değil ayakkabıya monte edilenlerdendi.Tasmalarla kapatılıyordu sandalet gibi ama tekerlekli öyle düşünün.Eve dönerken ben patenleri bisikletimin ellerimle tutma yerinin (direksiyonun)  yanlarına astım.Bizim evin yakınından su kanalı geçiyordu.Bayağıda derinmiş 3 metre falan babamlar öyle söyler.Bu kanalların üzerine küçük küçük elektrik santralleri kurmuşlar biride bizim kasabadaydı.Eve giden yolun üzerinde sadece bir kişinin geçebileceği genişlikte bir köprü vardı.Ben bisikletimden inmeden ellerimi köprünün kenarlarına tuta tuta geçmeye çalıştım.Tam geçmiştim bisikletimin sol tarafına taktığım paten kanalın kenarına düştü.Ah canım gitti resmen, patenim gitti gidiyor almam lazımdı.Köprünün kenarında bariyer vardı, vardı da bana engel olamadı patenimi almam lazımdı(!) Önce elime bir çalı parçası aldım bariyeri aşmadan uzanıp almak istedim.Olmadı çalı parçası demir pateni taşımadı ve paten biraz daha aşağı kaydı. Yosunların üzerinde yarısı duruyordu.Kanaldaki su da hızlı akıyordu bir dere gibi değildi.Kız kardeşime elimi tut uzanayım dedim.Ben bariyerden geçip sağ ayağımı ileri attım elimi kız kardeşim tutuyor ama korkuyor da bende korkuyordum ama patenimi almalıydım.Kanalın kenarları betondu ve eğim vardı ve yosun tutmuştu ayağımda spor ayakkabı, uzanamadım diye biraz daha öne adım attım hatırlıyorum ayağım yosuna geldi ben kaydım suya cumburlop düştüm.Yüzme biliyorum babam 5 yaşında öğretmişti bize ve okul takımında yüzüyordum ama su hızlı ve korkmuştum ve soğuktu çünkü Nisan ayı ve Almanya daha yeni kıştan çıkıyordu.Oturduğumuz yerde (ki Almanya'nın kasabasıydı ama bizim şehirlerden daha moderndi teeee o zamanlar bile)herkes herkesi tanırdı.Alman komşumuz kadın bahçedeymiş bizi az önce evinin önünden geçerken görmüş kız kardeşim çığlık atınca sese doğru bakmış ve suda ki batıp çıkan beni görünce evinin diğer yanından geçen köprüye koşmaya bana da bağırmaya başlamış kenara yüz kenara yüz diye.Tüm kasaba ayaklanmış.Çünkü beni oradan çıkaramazsa çıkarabilecekleri başka yer yokmuş.Duydum mu hatırlamıyorum duymuş olacağım ki kenara doğru yüzmeye çalışıyordum.Diğer köprünün kenarında basamaklar vardı kadın oraya nasıl ulaştı bilmiyorum su çok hızlı ve evinin bahçesinden oraya varması gerçekten mucizeydi.Bir eliyle korkuluğu tutmuş bir elini bana kanala uzatmış ben serçe parmağını yakalamışım çok hayal meyal hatırlıyorum o anı sonrası yok.Kasabanın gençleri o arada suya atlamaya hazırlanıyormuş ve acil helikopter çağırmışlar.Ecnebi serçe parmak hayatımı kurtardı.Kötü hissediyorum şu anda kadının ismini hatırlıyamıyorum ve yaşıyorsa Allahım sağlık sıhhat versin vefat etmişse Allah onu cennetine alsın inşallah hayatımı ona borçluyum....


Amanın kar çok fena yağıyor lapa lapa pamuk pamuk HEXE evine nasıl gidecek?Yazımı okuduysanız teşekkür ederim bu karlı günde ofiste kar seyrederkene ve işim yokkene bu satırları yazıverdim.Blogum gelecekte benden hatıra kalacak diye başladım hatıralarımı yazmaya karar verdim.Bu ilk Hatıram olsun.


Müsaitse yeriniz kartopu oynayın kardan adam yapın çocuk olun biraz.Bir zamanlar hepimiz çocuktuk hep çocuk kalabilseydik.Üşümeyin sıkı giyinin sevgiyle kalın.





                                                                                                                SERÇE PARMAK :))












10 Aralık 2013 Salı

YILBAŞINI ÇOK SEVERİM :))





Bende katılmak istiyorum :)) Millet neler yapıyor çok hoş çok beğendim.Tembel biri gibi düşünebilirsiniz ama kesinlikle değilim.Yıl sonu olduğu için yoğunluk var ve başka şeyler... Belki bana da çıkar...Hahahaha  iyi akşamlar...


Evdeyazar'ın çekilişine buyrun;


Evdeyazar, düzenlediği ilk çekilişle takipçilerine dolu dolu 

YILBAŞI SEPETİ hediye ediyor.

Firststeps sponsorluğunda gerçekleşen bu çekilişle 

kazanacağınız hediye sepetini 

ister kendinize, isterseniz sevdiklerinize hediye edebilirsiniz. 

Çekiliş detayları için

buraya  tıklayabilirsiniz.

19 Kasım 2013 Salı

CANIM KIZIM




Hayatta beni en çok KIZIM güldürüyor.Tıpkı az önce telefonda yaptığı gibi.Hala ağzım kulaklarımda :))))
Anlatıyorum....








Espri yeteneği oldukça gelişmiş ince esprileri konuşurken çok iyi kullanıyor.Tabii ya bir de çok konuşan biri olunca yani geveze olunca ardı arkası bitmiyor.Mesela daha küçüktü, ilkokuldayken okuldan eve gelince bana gününü anlatırdı.Arada benim dinlemediğimi anlardı (yalan yok bazen dinlemezdim hep ayrıntı ayrıntı) tekrar baştan anlatırdı.Ben tamam kaldığın yerden devam et derdim, O yok sana ceza baştan dinleyeceksin derdi.Baştan anlatırdı hiç yorulmazdı o çene.Fenalık gelirdi içime.Şöyle de bir tespit yapabiliyorum konuşmadığı zaman ya uyuyordur ya hastadır ya da canı fena halde sıtkındır.Annesinin canıdır o.Bir tanecik çiçeğimdir o.Kurban olur annesi kızısına :))
(Oğlum darılmak yok seni de yazacağım hemde yaptığın yogayla başlıyacağım yazmaya)


Kızımın İlkokuldan beri hiç ayrılmadığı iki arkadaşı var ve onlar da benim manevi kızlarım.Anneleri de benim arkadaşım her ikisinin de erkek kardeşleri var kızımın da,yaşları da aşağı yukarı birbirlerine yakın.Anneler de  çalışan anneler biri Öğretmen biri Mimar biri  Asistan.Bizde analı kızlı kardeşli durumlar var yani :))
Kızım ve en yakın arkadaşlarından biri olan Handan'la spora başladılar, dün.Sağlıklı yaşamaya fit olamaya ve benim yorumum kilo vermeye karar verdi.Boyu benden uzun 1.78 .Biraz kilo aldı evet iyi baktım ona :))
Az önce spor salonunda olanları anlatıyordu.Önce boy kilo bel vs. ölçülerini almışlar tablo hazırlamışlar bizimki tablosuna bakıp heyyyyy maşallah ya demiş.Isınmışlar ve hareketleri yapmaya başlamış.Anne diyor resmen debelendim hareketleri yapacağım diye.Handan da hareketleri yapamadı sor bakalım niye dedi.Niye dedim çünkü bana gülmekle meşguldü.Anne dedi bacaklarım o kadar uzun ki beynimden ayaklarıma komut çok geç gidiyor hep en son ben bitiriyorum  ben gülme krizine girdim tabii.Koşu bandında çok koşmuş gibi koşmaya başladım ilk onbeş dakika gayet iyiydi ama son beş dakika geçmek bilmedi öleceğimi sandım dedi.Sırf rezil olmamak için bırakmadım dedi ve en son salondan çıktıktan sora Handan'a ben çok fit hissediyorum galiba bütün fazlalıklarımı tek seferde attım tekrar gelmeme gerek yok dedi.En komiği de ölçü aldıklarında bir bacağı iki santimetre daha kalın çıkmış galiba yediklerim tek tarafıma gidiyor dedi.Ben telefonda gülmekten ölüyorum.Sonra ay pardon ya iştesin millet ne oluyor bu kadına diyecek dedi.Daha böyle neler neler...



Ben çocuklarımla arkadaş gibiyim hatta bazen ayarım kaçtığında bana ''Anne olduğunu hatırlatmak isterim'' derler.Neyse efendim Allah gülmekten ayırmasın kimseyi neşeli insanlar her daim yanınızda olsun HEXE'niz bol kahkahalı günler diler.Sevgiyle kalın.




                                                                                                                             NUR :))











15 Kasım 2013 Cuma

SİL BAŞTAN




Şebnem Ferah ne güzel söylüyor ''SİL BAŞTAN''.

             ''Sil baştan başlamak gerek bazen
               Hayatı sıfırlamak
               Sil baştan sevmek gerek bazen
               HER ŞEYİ  UNUTMAK..''


Bazen bende hayatımı sıfırlamak istiyorum.Geçmişten gelen birikimlerim beni zaman zaman boğuyor.Şimdi kulaklarımda Şebnem haykırırken bir şeyler yazmak istedim.Bu Blog'u esas yazmamdaki sebeb çocuklarım.
Bir kızım bir oğlum var.Kızım 20 oğlum 19 yaşında.Benim buralara bir şeyler karaladığımdan haberleri yok.İleride diğer tarafa göçtüğümde bunları okumalarını istiyorum.Yada beni özlediklerinde okuyup avunmalarını istiyorum.Herkes gibi ben de çocuklarıma çok düşkünüm.Kızımın İstanbul'a her gitmesinde arkasından yas tutuyorum.Son giyindiği kazağı veya t-shirt'ünü yatağıma koyup sarılıyorum .Gizlice ağlıyorum. Genelde son gecesinde benim yatağımda uyuyor.Duygusal bir insanım normalde de ama kızımla ayrı düştüğümden beri daha sulu gözlü oldum.Oğlum zaman zaman da dalgasını geçiyor benle :))))
Hayatımda hiç bir şey kolay olmadı.Hep zor sınavlardan geçtim.Sadece çocukluğumu doya doya yaşadım.Kaybettiğim çocukluğumu bazen çizgi film veya animasyon film izliyerek anıyorum.Eşim yok,öldü.

Tek başıma hayat mücadelesi iki çocuk zor gerçekten.Neyse;işte Blog bunun için içimi dökmek ve çocuklarıma hatıra olacak (becerebilirsem tabii).

Bazı şeyleri sil baştan değiştirmek isterdim.Hatalarım da var tabii mükemmel biri değilim.Ders çıkarıyorum her can sıkıcı olaydan ama kızıyorum da bir taraftan her aksi iş beni buluyor.Çöle düşsem kutup ayısı beni bulur kesin yani, o derece şanssızım. Sinirlerim bozuk diye doktora gitmedim.Ne yapacak bana uyutup unutmamı mı sağlayacak buna inanmıyorum.Zaten uykuyu seven biriyim ilaçlarla uymak hiç istemem.Arada bir geliyorlar bana sonra süt limanım :))) şimdilik doktorluk değilim.

HEXE den bu kadar açılım yeterli.Sonra tekrar deşerim içimdekileri.İyi akşamlar.


                                                                                                                   NUR  :)










14 Kasım 2013 Perşembe

KAFAM KADAR KARIŞIK KARMAKARIŞIK






Merhaba,nasılsınız? Ne yazacağımı bilmediğimden böyle başlıyorum.Bakalım neler çıkacak?


İş'te yoğun günler yaşıyorum iki haftadır,yorgunum.Şimdi bir deniz kenarında gün batımına karşı enfes bir kahve iyi giderdi.Deniz görmeden yaşayamam gibi geliyor bana.Şu aralar havalar da inanılmaz güzel.Ne soğuk ne sıcak.Ağaçların yaprakları sararıp dökülüyor içimden onları tekrar yerlerine yapıştırmak geliyor ya...Yapacak bir şey yok kış gelecek,gelsin ki sonrasında yaz gelsin.Telefon trafiğim azaldı kulaklıktan müzik dinliyorum iyi geldi.''NEV'' ''ZOR'' diyor.


Muharrem ayındayız yani  AŞURE AYI bayılırım offf komşular pişirse de yesem :)) bizim evde bir tek ben seviyorum o yüzden pişirmiyorum. Çünkü hepsini ben yiyorum (komşulara dağıttıktan sonra) bereketli olduğu için ve benim elim booool olduğu için fazla oluyor.Biraz böbürlenmek istiyorum Mutfağım oldukça iyidir.İleride belki paylaşırım pişirdiklerimi çünkü hala yazarken bocalıyorum burayı bir öğreneyim yemek kısmı kolay.Blogumun şablonunu da beğenmiyorum düzenini de.Acemilik işte...


Kulaklıklar hala kulağımda MİRKELAM ''HATIRALAR'' diyor.Müzik olmadan asla diyebilirim.Yerli Yabancı her türlü dinlerim.  O SES TÜRKİYE'yi sırf GÖKHAN için izliyorum bayılıyorum  onun mizacına :)))  Hard-Rock sevmiyorum ama HAYKO CEPKİN olmadan olmaz mesela...


Animasyon filmler benim canımdır.En son ÇILGIN HIRSIZ'ı izledim şiddetle tavsiye ederim.




İkinci film,



Ve ''MİNYONLAR''





MİNYONLAR'a bayıldım bayıldım.



Bu günlük de bu kadar olsun. HEXE daha masasını toparlayacak.Bol Animasyonlu günler dilerim.İzleyin biraz çocuk olun ne var ki bunda? Bir zamanlar hepimiz çocuktuk.  (ben hala büyümedim de)



                                                                                                  SEVGİLER  NUR   :)

                                                                                                                         









29 Ekim 2013 Salı

CUMHURİYET BAYRAMI








Cumhuriyetimizin 90.yılı kutlu olsun.Ne mutlu bana ki böyle kutsal değerleri olan bir Milletin evladıyım.Ne mutlu bana ki Özgürce yaşıyorum.Ne mutlu bana ki ATATÜRK 'e sahibim onun gösterdiği yolda ilerliyorum.Ne mutlu bana ki çocuklarımı da aynı yolda ilerletebiliyorum.Değerlerime sahibim herşeyin bilincindeyim.Ve;




                               '' VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN''


                                           ''NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!!!!!!!!!''




 NOT:Ben Almanya'da doğdum büyüdüm.Yaşıyorsa kulakları çınlasın okul müdürümün ki Alman'dı.  SİEGFRİD SCHWAB  Alman okulunda biz Türk'lere saygı duyduğu için okulumuzda ANDIMIZ ,İSTİKLAL MARŞIMIZ , GENÇLİĞE HİTABEMİZ , ATATÜRK PORTRELERİMİZ , TÜRKİYE HARİTAMIZ okul girişinde salonda asılıydı.Bugün gitsem yine oradadırlar eminim.Ve o şahane insan okul müdürümüz bize bütün RESMİ ve DİNİ bayramlarımızı kutlatIrdı.Ayrıca TÜRK-ALMAN kaynaşma günleri ve geceleri tertip ederdi.Yani kısaca demem o ki; ben kendi ülkemde son yıllarda bazı kesimler tarafından görüşüm nedeniyle dışlanıyorum.Yıllar önce Almanya'da TÜRK olduğum için bana saygı duyan beni sayan  insanlar Alman'dı MEDENİYET böyle birşey işte parayla falanla filanla satın alamazsın. Son bir ne mutlu bana ki o MEDENİ  DUYARLI  İNSAN okul müdürüm yabancı bir Ülkede ATATÜRK'ü bana tanıtmış, nasıl bir soydan geldiğimi,değerlerimi bana öğretmiştir.ELALEM  KIYMET BİLİYOR İŞTE.


Sözü daha bir uzatırdım da başka bir yazı konusu olarak kalsın.İnsan kaynakları birimi bana bugün izinlisin demediğinden bu sabah iş yerine gelip aaaaa sen niye geldin le karşılaşmak ACAYİP birşey.Bari bu yazıyı yazayımda günüm boşa geçmiş olmasın dedim.  :P


Hexe tekrar CUMHURİYETİMİZİN  90. YILINI  KUTLAR  NİCE  NİCE  190  290 LAR diler.



   SEVGİYLE KALIN                        


                                                                                                                           NUR  :)


23 Ekim 2013 Çarşamba

ÖYLESİNE...




Ya sevgili blogcular nasıl çalışkansınız inanamıyorum.Ben kendimi tutarlı zannediyordum, tembelmişim.Bayram kutlaması bile yazamadım amaaan neyse işte seneye yazarım.Söz veriyorum seneye yazacağım.Fotoğraflı olacak kendim çekeceğim SÖZ...


Geveze ben burada susup kalıyorum.Sonbahar sendromumu hala atlatamadım alışmaya çalışıyorum.Öf yağmur çamur soğuk hiç hoşlanmıyorum.Bayramda hava burada çok güzeldi.Babamların köyüne gittik Kurbanlar köyde kesilince daha düzenli oluyor herşey.Sonbahar güneşi de kemiklerimizi ısıttı.Akrabalar komşular arkadaşlar yedik içtik gezdik.Ben Cumartesi günü de çalıştığımdan sadece Pazar kalıyor bana o da evde ev işleriyle geçiyor(temizlik takıntım azıcık var da) ve ben Pazar günlerinden Pazartesi kadar nefret ederim.Hangi günü mü seviyorum tatilden önceki günü sanırım.Pazar günü evden hiç mi hiç çıkmam çok özel veya önemli birşey olmadığı sürece.Bayram tatillerinde ancak görebiliyorum akraba ve aileyi.Ben yıllık izinde tatil yapma taraftarıyım çünkü dini bayramlardaki tatillerde aile ve akraba ile olan sıcaklık, beraberlik bence tabii eşsiz.Annaneler ,Babanneler,Dedeler,Teyzeler,Amcalar,Dayılar herkes yol gözler.Ben henüz yol gözlemiyorum ben gözleniyorum .Çocuklarımı da böyle alıştırıyorum.Onlarda kendi çocuklarına öğretecekler gelenek görenekler yaşatılmalı, yaşatmalıyız.Burası böyle kalsın bayram geçti gitti.

Kitap almalıyım.Yazdan beri pek okumadım.Onu da abartıyorum bazen.Bazı kitaplara bir başlıyorum ara vermeden saatlerce okuyorum kıpırdamadan.Bir kitap bende iki günde maksimum üç günde biter.Bir günde bitirdiğim kitaplarım da var.Bir günde bitirdiğimi sonra tekrar okuyorum.Ben seviyorum o tekrarı.Ben çok sevdiğim bir filmi bile dafalarca izlerim.Mesela Titanic en az yirmi kere izlemişimdir.Her seferinde hiç izlememişim gibi geliyor bana.Kitaplarımı birilerine okuması için de vermem.Geri vermiyorlar çünkü.Çok başıma geldi.O yüzden veremiyorum.Onlar benim canımdır.Kıymetlilerim benim.(ahahahaahah)


Pahalı kitaplar ama; bence pahalı gerçi ucuz olsa ben evi doldururum da okumayan için hiç fark etmiyor.Çok kişiden duydum ''nasıl sıkılmadan okuyorsun?''diye.Okurken kafamın içinde canlandırıyorum ya benim sinemam benim canlandırdığım karakterler offf  of çok çok güzel.Kitaba bir daldım mı hayatla bağlantım gerçekten kopuyor.Kafamı kaldırdığımda kendimi bir silkelemem gerekiyor.Kitap okurken müzik de dinleyemem mesela dikkatim dağılır.Böyle bir tipim işte.Tamamen uyumsuzum ben gerçekten.Aykırı tarafım çok bakmayın bastırıyorum onları.Heyheylerim vardır benim.Damarım tutar bazen ohoooo bir tutarsa.....Oğlak burcuyum ve innatçı bir keçiyim ama tutarsa öyleyim...



Rumuz HEXE  eee ne demektir diyenlere Almanca da CADI demek ben kendime yakıştırıyorum. :))))


HEXE'niz daldan dala kondu bu yazısıyla başlık neydi ÖYLESİNE  evet öylesine yazdım.Deniyorum inşallah olacak.Sevgiyle kalın.




                                                                                                                         NUR :)




















11 Ekim 2013 Cuma

DÜNYA KIZ ÇOCUKLARI GÜNÜ








Böyle bir günün varlığından bihaberdim.Ülkemizde kutlanır mı? Ben bile bilmiyorsam demek ki  HAYIR.

Şu anda kaç kere cümle kurup sildim bir bilseniz.Ülkemde kız-kadın olmak en zor şeymiş doğduğumuz günden itibaren hatta teknoloji ilerledi ya ultrasondan cinsiyet bakmak teee ana rahmine düştüğünün 4.ayı anlaşılıyor artık o günden itibaren hengame başlıyor.Eskilerde kalması gereken bir olgu cahillik göstergesi olması gerekiyordu cinsiyet ayrımı.Günümüzde ki artık Dünya bu kadar değişmişken ilerlemişken hala kız-kadın mevzu olarak önümüze konuyor.Örtünecekmiş,okumayacakmış,evlenecekmiş,doğuracakmış kaç tane doğuracakmış, şöyle doğuracakmış mışmışda mışşşşş.Buna kararı verende yöneticilerimiz.Ya size ne size ne ya???Sizler bize bunları dayatamazsınız.Yok öyle bir hak.Siyasal şeyler yazmak istemezdim ama yetti artık diyorum.Bunaldım ne oluyor yahu? ATATÜRK'ün kurduğu her şeyi yerle bir ettiniz.Önce resmi bayramlarımız gitti.Anayasamızın değiştirilemez maddelerine göz dikiliyor.CUMHURİYET rejimimiz sorgulanıyor yazılacak çokca şey varda en son yapılanlardan ANDIMIZ'ın kaldırılması ve kamuda Başörtüsü serbestliği Kürtçe eğitim falan ya ne oluyor ne? Adam kalkıp falanca çok açık giyinmiş çok acayipmiş dünya da yok diyerekten TV deki sunucuyu işinden ediyor.Ne kadar pis, iğrenç, çürümüş, kokmuş bir zihniyet ya.Canım ülkemde yaşamayı haram ettirdiniz.Kadın olmak yeterince zorken ne tarafa dönsem yok o yok bu yok şu. Konudan da çıktım ne diyecektim ben nereye vardım.İnsan olabilmek Ülkemde yeterince zorken Kız-Kadın+İnsan olabilmek mucize sayıyorum.Artık bıktım ''Çocuk Gelin'' duymaktan ''Töre''denen lanet şeyden ''Şiddetten'' özellikle de ''Erkek şiddetinden'' ve ve ''İstismardan'' ''Tecavüzden''.Her yerde bir pozitif ayrımcılık var.Yahu neden bu kadar tabulara çerçevelere koyuyorsunuz niye bize sınırlar çiziyorsunuz?Cevap....yok dimi....Yok edin bizi hiç var olmayalım elinizden geliyorsa yapın hadi.


Ülkemde hiç bir değeri olmayan DÜNYA KIZ ÇOCUKLARI GÜNÜ ymüş bugün.Bir farkındalık var mı?Akşam haberlerde rastlayabilmek ihtimali bile vermiyorum.Kadından sorumlu bir bakanımızın Kadın olduğu halde, konu bitmez biliyor musunuz? Daha dün gazetede Çocuk Yuvasında ''Fuhuş'' diye bir haber okudum.Çocukların yaşları 10-11.Daha ne diyeyim deve misali neremiz doğru ki....


Zavallı kadın ve kız annesi HEXE'niz der ki; KIZ çocuklarımızı çokca sevelim ,eğitelim ,öğretelim,okutalım ki hayatta tek başına kalmak zorunda olduklarında çaresiz kalmasınlar.Yukarıda ki örümcek kafalılara maruz kaldıklarında donanımları sağlam olsun ki ezilip büzülmesinler.Dünya da ilk kez Ulu Önderimiz  ATATÜRK Kadınlarımıza Seçme ve Seçilme Hakkını vermiştir.Unutmayalım Unutturmayalım. SEVGİLER






                                                                                                                          KADIN.NUR :)












1 Ekim 2013 Salı

YAŞAMAK GÜZEL ASLINDA








'' Boş yere canı yanmaz insanın;ya bir eksiklik vardır geleceğe dair yada bir fazlalık geçmişten gelen.''

 Ruh halim budur.Çok açıklayıcı değil mi? Ben bugün biraz daha yaşlandım.Hayır doğum günüm değil.(5 Ocak tır).Hayat bana daha ne tecrübeler verecek bilemem ama bugün daha bir olgunlaştım.Geçmişdeki biri seni tekrar yaralıyabiliyor.Daha öncede yazmıştım bugüne kadar hayatımdan iki kişi çıkardım ve en yakınlarımdı.Biri dostum du.Dost ne demektir bilir misiniz? En yakınındır destekler seni sen de onu,sana nettir açıkca söyler fikrini,yanlışını gösterir belki kızar sana ama bilirsin ki sana göremediğin kör noktadan yardım eder darılmazsın alınmazsın.Herkes arkadaşın olabilir ama dost iki tane üç tane olur.Yarendir dost eşlik eder sana,sevgini  paylaşırsın duygunu, kahkahanı, paranı, ekmeğini, evini.Gözlerinle konuşursun dostunla kelime olmaksızın anlarsın onu o da seni.Böyle yazar giderim ben.İşte bir gün olur o dostun sen onu dostun bellemişsindir sana öyle imkansız bir cümle kurar ve dünyan başına yıkılır.Sevgili eski dostumu ta o cümleyi söylediği zamana kadar olan dostumu özlüyorum.İçimden anıyorum evet kolay çıkmaz hatırımdan.Ama noktayı koydum bitti.Afedilecek şey var doğru ama o cümlenin affı yok.Zaten dostum olsaydı o cümle kullanılmazdı.Ben kendimi kandırmışım.Ben dost seçmeyi bilememişim işte.


Geçmişten gelen diğer fazlalık hayatımdan çıkaralı dokuz yıl oluyor.Olduğu yerden rahatsızlık verebiliyor hala.Hayrın yok bırak da zarar verme artık.Ben sana birşey diyor muyum?
Anladım ki bazı insanların senin hayatında olması senin sınavındır.Sabrım sınanıyor.Aklım sınanıyor.Mücadelem sınanıyor.Yoruluyorum ,yoruldum ama devam etmek zorundayım...


Sonra bugünkü havaya bakıyorum.Gökyüzü masmavi Güneş pırıl pırıl.Ben içimde savaşıyormuşum kime ne?Tabiat bile bana inat gülümsüyor ben nasıl olurda ruh halimi değiştirmem? Tarttım, düşündüm, üzüldüm, dersler aldım tekrar ve sindirdim (şimdilik).Hayırlısı olsun her şerde bir hayır vardır demişler inşallah inşallah inşallah.Tekrar düşünülmek üzere ileriki belirsiz bir tarihe ertelendi.(bir gün geviş getirilir diye) Bu harmanlamayı yapmak kendi sınırlarımı aşarak yeni yeni sınırlar duvarlar setler örmeye itti beni.


Sonuç olarak sağlıklıyım elim ayağım tutuyor canımdan çok sevdiğim iki evladım var.Kendi yağımla kavrulmaya çalışıyor az veya çok,çok şükürler olsun.


Hexe der ki; her sabah yatağından bir amaç için (iş,okul vs) kalkıyorsan birileri seni bekliyor birileri seni arıyorsa birilerinin hayatındaysan yaşamak tabii ki çok güzel aslında.......







                                                                                                    NUR :)









27 Eylül 2013 Cuma

EDEBİYAT HOCAM

Ben galiba blog yazmaktan vazgeçmeliyim.İlk başta günlük gibi yazarım diye düşündüm.Yazamadım.Diğer bloglara bakıyorum benimki olmuyor diyorum.Aslında çok şey var yazmak istediğim kafamda düşünceler bağırıyor ama klavyeye geçmiyor böyle oturup bakıyorum.

 Sabah sabah dün işe gelirken daha bir gözümü açamamışken tamda karşıdan karşıya geçmiştim biri seslendi.İnanın çok hızlı bir hafıza taraması yaptı beynim.Ama gördüğüm yüzü oturtamadı bir yere ben şapşal şapşal bakakaldım.Bunlar saniyeler içinde oluyor ve karşımdaki kişi (lisedeki edebiyat hocam)'bak hele hala uyanamamış tanıyamadı hocasını' deyince utandım gerçekten.Ben hocamı daha yaşlı hatırlıyordum gençleşmiş sanki.Dolmuşa bindim ya nasıl diye düşündüm.Zaman bana mı tersten akıyor? yok ya düzden olacaktı yani ben yaşlanıyorum insanlar gençleşiyor mu? Hala düşünmekteyim (-.0)


 Kompozisyon yazmayı zevkli hale o getirmişti.Çünkü yazılıda esas puanı kompozisyondan veriyordu ve özgün yazmamızı beğeniyordu.Buraya yazdıklarımı okusa çok eleştireceğinden eminim lisedeki kız değilim ve düşüncelerimi tam aktaramıyorum.Kitap okuduğum halde niye alakasız cümleler kurduğumu bende bilmiyorum.Aslında... neyse....


 Hocamı görünce eskilere daldım sanki dünmüş gibi hey gidi günler işte diyiveriyorum.Çok zaman geçti aradan.Beden eskiyor ama ruh eskimiyor valla doğru.Eskiden ben yaşdakilere yaşlı gözüyle bakardım oysa ki ben yaşlı hiç ama hiç hissetmiyorum(bazen evet de o duygu daha çok yaşanmışlıkla alakalı bende).Ruhumuz belli bir olmuşluğa(olgunluğa)erişince orada kalıyor eskimiyor.Bazen kendimi 20-25 yaşlarında hissediyorum bazen daha da küçük bazen 200 bile oluyorum (^.^)Bu bir itiraftır çizgi film hala izlerim animasyon sinema filmleri ooooyyyyy oy candır.Çocuklarım küçükken onlarla çizgi film izlemek için otururdum onların yerine ben izlerdim.

 Hocamla ilgili yazacaktım nereye vardım.Ali Adanur ismini tabi ki unutmadım.Sezer'i sordu bana görmek isterim selam söyle dedi.Sezer'e mesaj yazıldı akşam beni aradı ve çok mutlu oldu.Daha önceki bir yazımda Sezer arkadaşımdan bahsetmiştim.Sezer harika kompozisyonlar yazardı (okuyorsan canım arkadaşım sen yazar olmalısın defalarca söyledim-söylüyorum).Dolayısıyle iyi notlar Sezer'in olurdu.Özlüyorum o günleri tasasız olmayı tek derdimizin notlarımız olması valla harikuladeymiş.



 Neyse HEXE çok uzattı artık noktalıyorum.Beğenmedim ama olsun daha iyisini denemeye devam. Sevgiler

                                                                                                                                 



                                                                                                                                       NUR :)

19 Eylül 2013 Perşembe

KİTAPLAR




Kafamdan geçenleri yazıya dökmek bayağı zormuş.Bazen doğru kelimeyi yerinde kullanmak zeka işi oluyor bence.Düşünürken kolay geliyor yazarken akıcılık aynı olmuyor.Blogları okurken bende yapabilirim dediğim zamandan beri 3 yıl oldu ve yazdıklarıma bakıyorum çok alakası yok düşüncelerimle.Bu aralar iş ve evdeki sorunlardan dolayı kafamın çok yerinde olduğunu söyleyemem.Yeni bir kitaba bile başlıyamıyorum.Okuduğum sayfayı tekrar tekrar okusamda olmuyor.Yeni kitapları takip etmeye çalışıyorum.VİKİTAP adlı sosyal kütüphaneye üyeyim.Okuduklarımı paylaşıyorum yenileri izlemeye çalışıyorum.Bunu da ihmal etmişim şimdi baktım bayağı bildirimler birikmiş.http://www.vikitap.com/profil/Hexe-62365 bu da linkim belki bakmak istersiniz.Kendime hedef koymuştum bu yıl için 20 kitap herhalde 3 tane okudum :/ kendimden utanmalıyım.En son Fısıltı serisinin son kitabı Final'i okudum diye hatırlıyorum.Ara vermek hiç iyi olmadı.Takip ettiğim üyeler baya iyiler ne yalan söylim kıskanıyorum bazen okudukları kitap sayısını görünce.Almak istediğim bir yığın kitap var.Kitaplar da çok ucuz değil.Kitapçıya girdiğimde kendimi kaybediyorum.Valla zaman kavramını yitiriyorum resmen kayboluyorum boyut değişiyor benim için.1 kitapla çıktığım hiç olmamıştır en az 3 kitapla çıkarım maksimumu söylemiyeyim :))


Bunlar sırada ki almak istediklerime eklendi










Almadan önce kitapyurdu'ndan ön okumalarını yapacağım ve yorumlara bakacağım tabii.Bazen işe yarıyor iyi bir seçim olmuş diyorum.Ama bazende kitabı geri götürüyorum.En son Boş Koltuk ve Günaha Davet'i geri verdim.Bu arada Kitaplarım çok çok değerlidir kimselere okumaları için ödünç bile vermem.Çünkü geri gelmiyorlar.Bu yüzden gidin alın diyorum.Valla diyorum  :))) 




Hexe der ki bol kitap okumalı günleriniz olsun.Sevgiler...






13 Eylül 2013 Cuma

YAPMIŞLAR BURASI TÜRKİYE TABİİ



 Bende bundan bahsetmiştim diye paylaşıyorum.Olur mu hiç demeyin olur olur buda olur hiç şaşırmam valla hele bugün yaşadıklarımdan sonra HİÇÇÇ.....

SONBAHAR GÜNEŞİ

Beni tanıyanlar bilir kıştan soğuktan yağmur çamurdan nefret ederim.Kızımda bana benzemiş aynı durumdayız.Hava karardı mı direkt kasvet sarar bizi.Sonbahar oturduğum kente tam 1 Eylül'de ben geldim Huuuuuuu diyerekten geldi.Sıcaklık birden 10 derece düştü.Nasıl kıskanıyorum Ege'yi Akdeniz'i anlatamam.( bu arada ben Trabzon'da oturuyorum).Hep sıcak olsun ya terlemek üşümekten çok çok iyidir.On gündür güneşe hasret kalmıştım bugün güzel yüzünü gösterdi.Oh be dünya varmış canlandım.Ama bir yaz güneşi değil işte.İlkbahara kadar bu ruh halinde olacağım.Sevmiyorum işte napim.


Bu aralar bir sürü sıkıntı ile uğraşıyorum.Güneşi görmek harika oldu biraz olayları oluruna bırakmaya karar verdim.Bazı şeyler olmayınca olmuyor boşuna sinir harbi yaşatıyorum kendime.Ah masmavi gökyüzü ohhh miss.Ya aslında fotoğraflamam gerek dimi? Malesef ki akıllı telefonum yok(çocuklardan bana sıra gelmiyor).Salak telefonumda bilmem kaç megapixel rezil olmayalım yani.Son cümleleri kalabalık etsin diye yazdım geveze ben.Androidi olmayanı dövüyorlardı dimi? henüz bana sıra gelmedi.Ölemem ya.Olur o da olur acelesi yok.


Başlık neydi Sonbahar Güneşi sen bir İlkbahar veya Yaz Güneşi değilsin ama yinede şu garip HEXE'yi mutlu edensin.Olimpiyatlar bize verilmedi üzülmedim sevinmedim.Türkiye tanıtımı açısından belki kötü oldu bilmiyorum ama yinede bizim harcımız değil bence. İstanbul yeterince kalabalık ve alt yapısında sorunları olan eski bir şehir.Her ne kadar düzeltmeye çalışıyorlarsa da burası Türkiye dedirten çokca olay yaşıyoruz duyuyoruz.İstanbul'a yeni bir kaos lazım değildi bence başka bir şehirimiz olsa daha iyiydi bence.Bence böyle işte...

Yayınlamadığım yazıyı şimdi tekrar okudum.Yok ya düzeltecektim gerek yok.O an ki ruh haliyle öyle yazmışım.Kalsın böyle.


                                                                                                                          NUR

4 Eylül 2013 Çarşamba

ARKADAŞLAR

Arkadaşlar hımm bunun hakkında yazabilirim uzun uzun.Yazıma başlık verme sebebim dün geceydi.Bir hafta önce beni çok eski bir arkadaşım ziyaret etti.Dile kolay tam 20 yıldır sadece dışarıda yolda izde karşılaşıp selamlaşıyorduk.Biz altı yıl beraber okuduk.Evlerimiz yakındı.Okul dışında da biraraya geliyorduk.Lise'de havayi zamanlarımızın birinde aramızda bir  tatsızlık olmuştu.Tam olarak ne olduğunu hatırlıyamıyorum.Çocuktuk işte.Hep içimde bir uhdeydi böyle olmaması gerekiyordu yolda izde selamlaşmak.Canım arkadaşımın başından kötü bir olay geçti ve ben geç duydum zamanında yetişemedim zor gününde destek olamadım.Evlerine gittiğimde yoktu eşiyle gitmişti.Çocukları ablası annesi babası vardı.Derken yaz başında karşılaştık ve onu evime davet ettim mutlaka görüşelim istedim.Sezer benim çocukluk arkadaşım, kaybettiğim çocukluğumun arkadaşı.(kaybettiğim çocukluğum diye bir yazı da yazmam gerekecek kendime not unutma).Sezer evladını kaybetti Allah ona sabır versin.Nasıl birşey bilemeyiz kaybetmeden.Bu konuda söyliyecek söz yok benim için yok.Oğlunun ismi Derin Kuzey.Kuzeycik şimdi cennette meleklerle.

Sezer oğluna bir kitap yazdı.Edebiyatı çok iyiydi şiirde yazardı okuldayken.Ben henüz okuyamadım diğer arkadaşlarım okumuş çok etkileyiciymiş.Kitap elime geçince hakkında bir yazı yazacağım.


Arkadaşlar değerlidir.Arkadaşlar yoldaştır.Arkadaşlar hayatımıza bize yeni yeni değerler olgular bilgiler katarlar.Ben şimdiye kadar sahib olduğum arkadaşlarımdan çok şey öğrendim.(bir kişi hariç o noktalandı).Dün akşam Facebook sayfasında diğer ortak arkadaşım Sezer'le bir yazı paylaşmıştı.Ben birşey yazdım diğeri birşey yazdı Sezer yazdı derken bir coştuk.Çok hoşuma gitti.Hepimiz anne olmuş hayat bizi farklı yönlere atmış insanlarız.Kendimize ait sıkıntılarımız dertlerimiz sevinçlerimiz var.Ortak olarak dün akşamki gibi enteresan bir laf yarışına girmemiz çok iyiydi.Bir an çocuk olduk hepimiz.An'ı yakaladık hepimiz.


Sabahtan beri bu yazıyı bitirmeye çalıştım.Oldu bence.Ben Bir HEXE olarak okul sıra arkadaşları çok özeldir diyorum.Sevgiyle kalın.







3 Eylül 2013 Salı

EYLÜL GELMİŞ :(

Eylül demek Sonbahar demek.Sonbahar demek Kış geliyor demek.Kış demekte soğuk ıslak kapalı kasvetli duman grisi havalar demek ve ben bu gri tonlarını hiç sevmiyorum.Kasvetli oluyorum yataktan hiç çıkmamak istiyorum.Kış çocuğuyum ama Güneş benim enerji kaynağım.Güneş içimi ısıtır canlandırır hayata pozitif bakmamı sağlar.Günler kısalmaya başladığında içim kararmaya başlar uzamaya başladığında kıpırdanmaya başlarım.Şimdi ağaçları kollamaya başladım yapraklar ne zaman düşecek diye.
Nasılda geçirdim koskoca Baharı ve Yazı.Ramazan da araya girdi gitti.Zaman uçup gidiyor hiç farkına varmadan.Bu aralar kafam çok karışık.Kızımı göndereceğim yakında İstanbul'a(Üniversitede okuyor).Ondan ayrılmak da başka bir zor.Çocuklarıma çok bağlıyım ayrılıklar beni çok çok üzüyor.Geleceği söz konusu onu serbest bıraktım yolunu çizmesi için.Gurur duyuyorum ikisiylede.



Sevgili Blogum çok şey var yazmak istediğim ama saçmalarım diye korkuyorum yeniyim burada idare et.Ben Kış mevsiminden nefret eden garip bir HEXE'yim.Yeni yeni yazmak içimi boşaltmak isterim.Bu yazıda böyle olsun kafam gibi karışık.



Not:Beyoğlu'ndaki merdivenler bizzat Belediyesi tarafından tekrar boyandı ki bizzat kendileri tarafından griye boyanmıştı.Sevindim ve okuyorum ki Gökkuşağı renkleriyle boyalamalar başlamış hoşşşş çok hoş :)





                                                                                                     NUR :P

31 Ağustos 2013 Cumartesi

GÖKKUŞAĞI

Nasıl güzel nasıl insanın içini açıyor.Sıcacık renkler.Bende haberi gördüğümde İstanbul'a yolum düştüğünde mutlaka göreceğim diye düşünmüştüm.Hemen ertesi gün kaldırımlar griye boyanmış.Renk bu hiçbir sembol işaret veya siyasi ahlaki dini vs.vs.vs. çağrışyırmıyordu.Gökkuşağının renkleri adam  boyatmış ne olmuş ki?Alttaki resme bakınca ne görüyorsunuz?
Kim yaptıysa zaten tahminimce herkes kimin yaptığını biliyordur ona soruyorum güneş ışınlarının sis ve su damlalarında yansıyıp kırılmasıyla oluşan yedi renkli Gökkuşağı oluştuğunda onu da griye mi boyayacaksınız?Kafalarınızın içi öyle örümcek ağlarıyla kaplanmış ki insanın içini ısıtan neşelendiren renklerden bile korkar oldunuz.Yazık size sadece acıyorum.


Umarım tekrar boyanır bence harikulade bir görsellik olmuştu.

30 Ağustos 2013 Cuma

ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN




Milli değerlerim benim olmazsa olmazımdır.Atatürk'üme Türk'lüğüme Cumhuriyet'ime Ülkeme laf ettirtmem.Türk'lüğümle övünürüm ve gurur duyarım.Bu cennet Vatan'ımızı bizi emanet eden ATAM sen rahat uyu biz buradayız nöbetindeyiz İZİNDEYİZ.

Gururla Sevinçle Bağırarak söylüyorum ''NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE''.







28 Ağustos 2013 Çarşamba

Sadece yazmak istedim

Bugün bir sürü duyguyu bir arada yaşıyorum.Umut ettim,üzüldüm,çaresiz kaldım,kızdım... Hala o problem çözülmedi ama duygularım beni esir aldı.Konsantrasyonum şu an için sıfır.Sorunun ne olduğunu yazmak istemiyorum şu anda daha dün bir bugün iki ağlama duvarı gibi olmasın Blogum.Birileri ileride bu yazdıklarımı okuyupta ayrıca cılkını çıkarmasınlar.Dostumda var Düşmanımda.Ben kimseye (bir kişi hariç) düşmanlık beslemiyorum.O kişiyi de havale ettim zaten öfkeyle nefretle kalbimi kirletmiyorum.Valla iki günlük dünya değmez hiç kimse için ve hiç kimseler de benim hayatımda yok zaten.Bol virgüller koyarım herkese ama nokta koyarsam biter.Yaşım 40 baya yol aldım diye düşünüyorum nokta koyduğum 2 kişi oldu.Artık yoklar geçmişte kaldılar.

Ben bir garip Hexe'yim buralara yazar dururum saçmalarım vs.vs. Çocuklarım siz okuyupta bu satırları gülün diye.Çünkü en az bir sene bu Blogumdan size bahsetmiyeceğim.Anneniz sizi çok seviyor sakın unutmayın.İşime döneyim artık.








                                                                                                                   NUR :)


                                                                                   

Sevgili Günlük Ben Uzaylıyım Galiba




Çok mu duyarlıyım çok mu takıyorum herşeyi gerçekten bilemiyorum.Bazen basit şeylerde parladığım doğrudur ama inanın ki o bardağı taşıran damladır sadece.Bazı insanlar nasıl içleri fesat ve pislik dolu kiminin sıkıntısı onların günlük dedikodu malzemesi oluyor.Gerçekten bu gibileriyle aynı toplumda yaşadığım için öffff öfff yani.Sen sıkıntınla boğuşup çıkar yol aramaya çalışırsın onlar çekirdek çitletip izlerler.Ayı oynuyo değil mi?Tiyatro var sandalye vereyim otur izler misiniz?
Allah kimseye dert sıkıntı üzüntü vermesin de oluyor yani herşey yolunda olmuyor bazen ama nasıl olurda bir insanın sıkıntısı diğer insanın eğlence malzemesi oluyor?Niye şaşırıyorsam bende İnsanoğlu işte.
Eyyy insan müsveddeleri iyi gün dostları benden uzak uzak çok uzak olun.Azıcık aşım ağrısız başım ben böyle iyiyim.




 KAHROLSUN BAĞZI ŞEYLER....

                                                               DİRENNUR





27 Ağustos 2013 Salı

Bu Bir Tecrübedir!!!!


Oldu galiba gelsin yazılar

Şimdilik oldu sanırım.Şu an iş yerimde oturmuş bu satırları yazıyorum.Mesai saatinde kaytarmaca da diyebiliriz.Müdürler müşteri ziyaretinde fabrika gece çalışıyor.Eh fazlaca takılmıyacağım şöyle bir kaç satır yazayım yeniyim eh deneme yapıyorum olsun o kadar.Gevezeyimdir çenem düşerse blogu doldururum gibi geliyor.Ben biraz çılgın biraz asabi biraz duygusal kibar olmaya çalışan HEXE'yim.Anlamını bilen söylemesin lütfen bilmeyenlere daha sonra ki bir yazıda anlatırım.

                                                                                                                                 NUR :)

Kendime Not:Devam etmelisin oluyor.

Geç keşfedilmiş ve cesaret edilememiş bir teknoloji harikası BLOG.

Merhaba

Adım Nuriye ama ben Nur ismini tercih ediyorum (kocakarı ismi anımsattığı için yaşlanınca kullanmayı düşünüyorum nine olunca yani ve şu sütlü tatlı olayı).Blog yazarlarını beğenerek takip ediyorum-edeceğim neden yazmıyayım dedim karar vermek zor oldu.En az üç yıldır belli yazarları okuyorum bunlar arasında yemek bloggerlarıda var çok hoşuma gidiyordu.İlk yazımı böylemi yazacaktım ben.
İki çocuk sahibi,çalışan,kitapkurdu,müzik,sinema seven biraz temizlik takıntısı olan (gerçekten azıcık) kendime zaman ayırmak isteyen biriyim.Bana dair birşeyler kalsın istiyorum geleceğe çocuklarıma ki onlara bir süre blog yazmaya başladığımı söylemiyeceğim(becerebilirsem tabii).Giriş için yeterli sanırım yayınlıyayım bakalım ilk yazımı.

                                                                                                                            NUR :)